Üniversite, Hayata Bakışı Yakalama Fırsatı
Akademide öğrenci olmanın zevki bir başkadır. Ancak bu zevkin ilk iki yıl süreceğini bil. Genellikle ikinci sınıftan sonra zevk biraz azalır. Okuma zevkini dört yıl duyanlardan olmaya çalışın. Onun için ilk iki yıl kendinizi yıpratmayın, zevkinizi tüketmeyin.
Eğer okuduklarınızı anlamıyor ve zevk almıyorsanız. Okulu bırakın, bölümünüzü değiştirin. Zaman kaybınız olmayacak, hayatınızda zevk alacağınız mesleğinize yöneleceksiniz. Şüphesiz şartlarınız elveriyorsa.
Şimdi Üniversite
Okula başladınız, öğrencisiniz. Öğrenci olduğunuzu unutmayın, dört yıl boyunca öğrencisiniz. Öncelikle bu dört yılın öğrencilik hakkını verin. Çalışın. Hayatları boyunca öğrenci olmayı başarabilenler, her zaman başarıyı yakalama şansına sahip olurlar.
Türkiye kuruluşundan beri farkında olsanız da olmasanız da farklı siyasi yönelimler geçirdi. Hükümetler bu siyasi eğilimleri uygulamaya çalıştılar. Hatta bu siyasi eğilimler birbirine zıt uygulamalar olsa da. Dolayısı ile akademi camiasında çok farklı eğilimde hocalarınız olacak. Onlardan öğrenci olarak en iyi düzeyde yararlanmaya çalışın.
Hayatın Amacı
Hayatınızda amacınızı belirlememiş iseniz, akademik öğrencilik belirleme zamanının son aşamasıdır. Amacınızı sosyolojinin tespit ettiği gibi birey, aile ve toplumu düşünerek belirleyin.
Bir toplumun içinde yaşıyorsunuz, bir ailenin emek verdiği bireysiniz. Hem ailenize, hem toplumunuza hem de kendinize borçlusunuz. Geleceğinizi belirlerken bu üç ayağı unutmayın.
Diyelim ki aileniz olmadı, bir şekilde akademide öğrenci oldunuz. Bunun büyük bir başarı olduğunu, kendi çabalarınızla bir yere yükseldiğiniz bilincinde olarak daha da yükselebileceğinizi göz ardı etmeyin. Dört sene sonra kendinizi nerede göreceğiniz belli, sonrasını, uzun vadeli düşünerek umutsuzluğa kapılmayın. Unutmayın yarın ne olacağımız belli değil. Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın.
Kimseye hor bakmayın. Kimseyi kıskanmayın. Kimsenin malında gözünüz olmasın. Çevrendeki arkadaşlarında göreceğin gibi aileden veya toplumdan yansıyan bazı basit ve kolaycı yargılar vardır, kapılmayın. Örneğin, adamın ne malı var be, kesin haram yemiştir gibi. Oysa birinin o hale gelmek için ne çabalar harcadığını düşünün. Kendi çabalarınız kadar başkalarının çabaları da kıymetlidir.
Çevrenizde bazı kötü örnekleri, olumsuz örnekleri göreceksiniz. Kötü, iyiye örnek olamaz kuralı her zaman geçerlidir. Unutmayın ölüm her an bizi yakalayabilir, sonrası ebedi bir hayat ve biz sadece kendi yaptığımız iyi-kötüden sorumluyuz.
Kendi Değerinizi Bilin
Bulunduğunuz durumun ne kadar kıymetli olduğunu unutmayın ve ümitsizliğe kapılmayın. Konuyu hayata bakış açısının ne kadar önemli olduğunu gösteren rahmetli hocam Prof. Saime İnal Savi’nin, akademik eğitim aldığımız sırada derste bize yaptığı bir anlatısı ile bitireyim:
İki adam hapiste. İkisinin de penceresi var. Dışarı bakıyorlar. Dışarda yağmur yağıyor. 1.Mahpus: Ulan yine yağmur yağıyor, her yer çamurdur şimdi, vıcık vıcık. İnsanlar ıslanmış tavuk gibi oraya buraya koşuyordur. Göğe bak kararmış, kara kara bulutlar. Pis bir hava var yine. 2.Mahpus: Ne güzel yağmur yağıyor. Havada yağmur kokusu var. Toprak kokuyordur şimdi. Yağmur berekettir. Yağmur nimettir, insanlara, bitkilere, hayvanlara rahmettir.
Hayata Bakış
Hayata nasıl bakacağınıza, bakış açınızın nasıl olacağına siz karar vereceksiniz. Bu tercih sizin tercihiniz. Bakış açınız konusunda kimse sizi zorlamayacak, zorlayamaz. Mesleğiniz ne olursa olsun, değerinizi bilin ve insan kalabilmeye çalışın.
Her üniversite öğrencisi kardeşime yeni eğitim-öğretim yılında başarılar dilerim.
2 yorum
Hocam çok güzel bir yazı,her detayı ders niteliğinde.
Teşekkür ederim