Ahmet Yakuboğlu 1920 yılında Kütahya’da doğmuş çok yönlü bir sanatçıdır. 1941 yılında Kütahya’ya gelen Süheyl Ünver’in onu keşfetmesiyle, Türk sanat ortamına adını yazdırmış değerli bir sanat adamıdır. Türk izlenimci ressamları Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı, Hikmet Onat gibi ressamlar, İstanbul manzaraları yaparak, Türk resmine kimlik oluşturma gayreti içinde olmuşlardır. Kütahyalı ressam Ahmet Yakuboğlu’nun resimlerinde de bu ressamlarla aynı, ancak tarz olarak farklı bir yaklaşım göze çarpmaktadır. Renkleri daha dışavurumcu kullanan Yakuboğlu, renk tonlarında da çeşitliliğe giderek, Türk resmi içinde kendine has bir yer edinmiştir.
1940-1950’li yılların İstanbul’una bakan Kütahyalı bir genç olarak Yakuboğlu, adeta fırçasıyla görünümlerin fotoğrafını çekmiş, arşivlemiştir.
Yakuboğlu’nun çalıştığı mekanları yıllar önce bir fotoğrafçı arkadaşımla gezmiş, fotoğraflamış ve 1940-1950’li yılların Üsküdar görünümleri ile 2000’li yıllardaki görünümlerini aynı açılardan bakarak değerlendirmiştik. Bu araştırmada da gördüm ki Ahmet Yakuboğlu’nun eserleri sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda birer görsel arşiv belgesidir. O belgelerle yetmiş yıl öncesine gidip renkli olarak İstanbul’da bir gezinti yapabiliyorsunuz. Tarihi mekanların zaman içinde geçirdikleri değişimleri gözlemleyebiliyorsunuz. Bu açıdan şanslıyız, ama aynı zamanda zamanın acımadığı değişimleri görünce üzülüyorsunuz. Yakuboğlu, çağının çok ötesine göndermeler yapan bir sanatçıdır. Kendisinden sonraki nesle izler bırakabilmiştir.
Ahmet Yakuboğlu’nun eserlerine teknik açıdan bir değerlendirme yapmak gerekirse, kompozisyon yapısında, tarihi binaların aslına uygun renklerle formalarının belirlenmesi ve perspektif kuralları içinde yüzeye aktarımı hakim durumdadır. Sanatçı, karakalem hassasiyetinde ince fırçasıyla koyu konturlar kullanarak çizgi-leke birlikteliğini orantılı biçimde kompozisyona dağıtmaktadır.
Yakuboğlu’nu çağdaşlarından ayıran en önemli özelliklerinden biri daha parlak ve kontrast renk etkileriyle güçlü tonlar oluşturması ve yakınlarına dağıttığı açık renk lekeleriyle bu tonlara baskı uygulayarak daha canlı etkiler meydana getirmesidir.
Şüphesizki Ahmet Yakuboğlu Türk resim sanatının büyük bir değeridir. Süheyl Ünver ondaki ışığı erken görmüş ve onu yönlendirerek sanatçı kişiliğini bulmasında önemli bir etken olmuştur. Sanat eğitimi veren kurumlarda ve Türk resim sanatı tarihinin anlatıldığı derslerde bu büyük sanatçımıza da yer verilmesi gerekmektedir. Böylece gelecek kuşaklar onu daha iyi anlayabilecek ve anlatabilecektir.