Üniversitelerde yeni güz döneminin başlamasına az süre kala, Akademik Akıl Platformu, 2022’nin Eylül ayı konusu olarak; anlamlı, güncel bir başlık belirlemiş: “Akademisyenden Üniversite Öğrencilerine Tavsiyeler”.
Bu başlık bağlamında ben de 30 yılın verdiği tecrübeyle, birkaç önemli bilgi iletebileceğimi, paylaşım yapabileceğimi ve tecrübelerimi aktarabileceğimi düşündüm doğrusu. Umarım üniversite öğrencilerimizin işine yarar
Benim lisansım Eczacılık Fakültesi’nden olduğu için, ister istemez hayatımdaki son okulum olan kuruma arada bir vurgu yapacağım. Zira öğrenciliğimin de akademik hayatımın da çok büyük ve önemli bir bölümü söz konusu kurumda geçti. Kısacası kurum-birey ilişkisini en yoğun burada yaşadım (7 yıllık TED Ankara Koleji’ndeki öğrencilik yıllarımı saymazsak ).
Özellikle köklü bir üniversitede (kuruluşu 15-20 yılı aşkın olan) öğrenci olma şansına eriştiyseniz, üniversiteniz sizi bir biçimde kucaklar. Bu kucaklamayı göz ardı etmemek gerekir. Çünkü, pek çok birey için, eğer mezuniyet sonrası bir akademik çalışma yapmayacaksa üniversite, eğitim perspektifinden bakıldığında son duraktır. Gençlik çağımızın son okulu…
İşte bu nedenle dikkatle, özenle, farkındalıkla ve verimli geçirilmesi gereken bir dönem üniversite öğrencilik süreci. Bunu bir üniversite hocası olarak geriye dönüp baktığımda çok daha net olarak görebiliyor ve ifade ediyorum.
Lafı pek uzatmadan da tavsiyelerimi madde madde sıralamak istiyorum:
1- Vaktinizi çok iyi değerlendirin 4-5-6 yıl, ya da okulu uzatacak olursanız (maksimum benim yaptığım gibi sadece bir-iki yıl uzatın bu arada) 6-7-8 yıl o kadar da çabuk geçiyor ki… Sizi mesleğinize hazırlayan aktivitelere ve bunun yanı sıra sosyalleşmenizi sağlayan faaliyetlere bol bol katılmaya çalışın. Bu aktiviteler kurs, etkinlik, takım çalışması vb olabilir.
2- Erken uyuyun ve erken kalkın. Derslerinize zamanında girin. Biliyorsunuz ki, vücudumuzun belli bir sirkadyeni var. Bu sirkadyen dışına çıkmak; fizyolojimizin tıpkı bir saat gibi tıkır tıkır düzenli çalışmasını, santral sinir sistemimizin sağlıklı olmasını aksatabilir. Özellikle, gece saat 12.00’den saat 00.04’e kadar olan zamanda da uykuya dalmamızı sağlayan melatonin hormonunun düzenli salgılanması için, en geç 12.30 gibi uyumamız lazım. Ve bedenimizin ihtiyacı olan 7-8 saatlik uykumuzu da tam almamız lazım. Kısacası uykuya dalma saatimize ve uykuda kaldığımız süreye azami özen göstermek okul başarımız için elzem. Ayrıca “erken kalkan yol alır” sözünü de daima aklınızda tutun. Ben şahsen erken kalkıp, günü uzun yaşamanın çok avantajını görüyorum.
3- Okuduğunuz okul fakülte veya yüksek okul olsun, eğitim dili Türkçe veya yabancı dil olsun (İngilizce, Fransızca, Almanca veya dünyada geçerli farklı olan bir dil) hiç fark etmez, yabancı dile ağırlık verin. Günümüzde bu yabancı dil diye tabir ettiğim artık bilimsel literatürde de ve yırt dışına çıktığınızda da en çok ağırlık kazanan İngilizce dili. E ne de olsa atalarımız ne demiş: “Bir lisan bir insan, iki lisan iki insan”. Hem ayrıca, yabancı dil bilmek ve onu gerek okuyarak gerekse konuşarak kullanmak, kişinin ufkunu inanılmaz açar. Ayrıca özel sektörde de kamu sektöründe de bir yabancı dili iyi düzeyde bilmek bireyi diğer çalışanlardan bir adım daha öne çıkarır. Bir pozisyona yerleşmede, söz konusu şahsı daha avantajlı duruma getirir.
4- Bizim fakültemizden mezun olurken, ettiğimiz bir eczacılık yemini/andı vardır. Bu andın sevdiğim pek çok tarafı var. Bir tanesi din, dil, cinsiyet, ırk, millet, mezhep, politik görüş ve kültür farkı gözetmeden hastalara yardım elini uzatmak. Ayrıca, bu tür farklılıkların meslek ve vazife arasına girmesine izin vermemek. Aynen bu yemindeki gibi öğrenciyken de, Türkiye ve dünyanın değişik yörelerinden gelen insanlara eşit davranmak ve herkesi tanımaya çalışmak önemli. Tamamen dil öğrenmekteki faydalar gibi… “İnsanı tanı, kendini tanı”. Allah bizleri niye farklı farklı yaratmış diye düşündünüz mü hiç? Bence birbirimizi tanımak, anlamak ve ufkumuzu genişletmemiz için, hoşgörülü ve anlayışlı olmamız için, hayata daha geniş pencereden bakabilmemiz için… Bunların çok iyi yakalanabildiği üniversite ortamlarında, ülkenin doğusundan, batısından, kuzeyinden veya güneyinden gelen kişilerle arkadaş olun. Aynı biçimde Afrika’dan, Avrupa’dan, Asya’dan, Amerika’dan, Avustralya’dan olan kişileri de görmezden gelmeyin sakın. Önyargılı olmayın. Arkadaş olun ki, ufkunuz genişlesin. Hayata karşı bakış açınız açılsın
5- Eczacılık yemininde bir de sevdiğim şu kısım vardır: Hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğim. Saygı… İki heceli, kolay ağızdan çıkan bir sözcük. Ancak, arkasında pek çok kavramı barındırır bana göre. Başkalarına saygı göstermek, aslında kendine saygı göstermekle aynı kefededir. Kendine saygı duyuyorsan, başkalarına da saygı duyarsın. Üniversite hayatında ise, ailenden de daha da çok, sana birtakım bilgiler öğretmeye, davranışları, hal ve tavırlarıyla rol model olmaya çalışan hocalar ve üniversite (bazen de takım) arkadaşlarınla (pek çoğu gelecekte meslektaşın olacak olan) berabersindir. Onlara saygı duymak, aslında üniversite hayatın ve iş yaşamın boyunca yapacağın mesleki aktivitelere de saygı duymaktır. Saygı beraberinde şevkle çalışmayı da getirir. Şevkle verilen ödevleri, deneyleri, takım /grup çalışmalarını yapmak ve yaparken öğrenmek… Temel bilimler ve/veya servis derslerinin dışındaki hocalar bir anlamda, 3-5 sene sonra üniversiteden mezun olduğunda, ilk temasta olduğun meslektaşındırlar da bir yandan. Onlara saygı duymak, ileride içinde bulunacağın profesyonel hayatındaki meslektaşlarına saygı duymaktır; insana saygı duymaktır. Saygı hissini içinde taşımanın ve özümsemenin de kişiye birçok faydası vardır, o an öğrencilik yaşamında bunu tam olarak anlayamasan da . Bununla birlikte, mezuniyet sonrasında bile bazı hocalarına fikir danışabilirsin, onlardan işe girerken veya akademik bir çalışma yapmak üzere referans mektubu isteyebilirsin. Hatta belki üniversitede kalarak, akademisyenlik branşında, beraber aynı kulvarda koşabilirsin. Ama bu saydıklarımı, üniversitede saygısızlık gösterdiğin bir hoca ile birlikte yapamazsın öyle değil mi??? Saygı duymak ve göstermek işte bu yüzden de önemli
6- Ayrıca, dürüst olmak da önemli. Bir görev üstlendiğinde, o görevi vaktinde yerine getirmek, kaytarmamak, yaptığın işe hile hurda karıştırmamak. Kimsenin ahını almamak. Böylece, üniversite yıllarını geriye dönüp hatırlamaya çalıştığında, hep güzel anılarla anımsamak.
7- Üniversite öğrencisi bir de meraklı olmalı. Örneğin, merak etmeli içinde bulunulan konjonktürde, ülkesi nasıl bir konumda, nereye doğru evrilmekte, ve yine makro düzeyde düşündüğünde; dünya nereye gidiyor, mezun olunca yapacağı meslek hangi noktadan nereye erişmiş olacak ve meslekteki son trendler ne yöne doğru akmakta. Bununla beraber, merak ve ilgi sırf profesyonel çerçevede kalmamalı.
8- Merak mesleki düzeyi de aşıp, öğrenci eğer ki bir büyük şehirdeki, diğer bir deyişle Adana, Ankara, Antalya, İzmir, İstanbul, Bursa, Samsun, Konya, İçel, Gaziantep, Samsun gibi metropoldeki bir üniversiteyi kazandıysa, mutlaka o şehirde olan sosyal, kültürel, sanatsal olayları da merak edip, izlemeli. Örneğin; tiyatro, sinema, konser, sergi, söyleşi etkinliklerini izlemeli vakti elverdiğince. Öğrenciyken gittiğim sinema filmleri ve CSO konserleri halen aklımdadır. Ve de araştırma görevlisi iken, güzel bir salon ambiyansı içinde dinlediğim iş insanı Üzeyir Garih ve eski başbakanlarımızdan ve cumhurbaşkanımız olan Süleyman Demirel söyleşileri, konuşmaları sırasında verdikleri hayat dersleri ve öğütler…
9- Üniversitede kazandığınız bölüm ne olursa olsun, hemen hepsinde bir veya birkaç staj imkanı oluyor. Bu stajları da ciddiye alarak, staj süresince, sizden hem işyeri sahibinin hem de stajdan sorumlu fakültenizin/yüksek okulunuzun beklentilerini karşılamak, staj defteri veya raporunuzu dikkat ve özenle hazırlamak son derece önemli. Stajlar bir nevi içine atılmayı düşündüğünüz mesleğinizi prova ettiğiniz ortamlar. Staj sürecinde, öğrenebildiğiniz kadar çok bilgi öğrenmeye çalışmalı, ayrıca stajınızı yaptığınız yerde elinizden geldiğince çok iyi izlenimler bırakmaya çaba göstermelisiniz. Stajınıza her gün vaktinde gitmek, düzenli biçimde devam ederek, mesainizi vaktinde bitirmek, bilemediğiniz konularda takım arkadaşlarınızdan veya bir üstünüzden yardım istemek son derece ama son derece önemli. Hem sonra belli mi olur, belki stajınızın sonunda sizi o kadar beğenirler ki, o işyerinden ilerisi için iş teklifi bile alabilirsiniz. Tüm bu sıraladıklarımı yerine getirirseniz ama…
10- İngilizce’de sevdiğim bir kalıp vardır: Last but not least (sonuncu ama bir o kadar önemli). Sonuncu ama bir o kadar önemli olan nokta insanın kendini iyi tanıması. Kendinizi tanımak Allah vergisi bir nitelik değil maalesef. Ciddi anlamda çaba ve emek gerektiriyor. Yaşam boyunca, her bireye de (hatta pek çoğuna) nasip olmuyor kendini tanımak bir yandan. Ama bu konu üzerinde titizlikle durmanızı salık veririm sizlere. Kendinizi tanımak hayatta birçok engeli aşmanızı, doğru işi ve eşi (çok da şart değil bu son yazdığım ama karşınıza çıkan herkesten eş olmaz mesela. Hem işte hem de özel yaşamda mutlu olabilmek için, doğru partner seçimi önemli ama kişi tek başına da var olabilir Tanrı’nın bireye bahşettiği özellikleri sayesinde ) seçmenizi, sizi, hayatta istediklerinizi elde etme ve Maslow’un “İhtiyaçlar Piramidi”ndeki en tepe kısım olan “Kendini Gerçekleştirme” yolculuğunda birkaç adım daha öne çıkaracak önemli bir kavram. Kendinizi çok iyi tanıma işi bana kalırsa, lisenin son yıllarında başlıyor ve üniversitedeki öğrencilik yıllarında devam ediyor. O nedenle, üniversitede lisans/ön lisans eğitimi aldığınız yıllar, altın değerinde önemli.
Yabancı dil konusunda kendinizi eksik görüyorsanız, gidip öğrenin. Toplum önünde konuşmakta zorlanıyorsanız diksiyon ve güzel konuşma kurslarına kaydolun. Kendinize güveniniz tam değil eksik olabilir, bunu hissediyorsanız üzerinizdeki çekingenliği atmanız, özgüveninizi geri kazanmak için, üniversitede size uygun olan öğrenci topluluklarına girin. O kadar çeşitli ve anlamlı işler gerçekleştiren öğrenci toplulukları var ki bu arada…
“Kendinizi Tanıyın”! Beğendiğiniz yönleriniz olabilir. Ne ala! Bunları daha da iyi hale getirin. Beğenmediğiniz taraflarınız olabilir. Bunun için, ah vah etmek yerine, ‘beğenmediğim taraflarımı nasıl iyileştirebilirim’, ‘iyi duruma nasıl getirebilirim’ bunun için kafa yorun ve olumlu anlamda harekete geçin. Gençsiniz ve hayatınızın baharındasınız, bunları sizden daha iyi yapacak bir kişi ne anneniz-babanız, kardeşiniz, yakın çevreniz, arkadaşlarınız, hocalarınız AMA ANCAK YİNE ve İLLA DA SİZ OLURSUNUZ!
TÜM MESLEKTAŞ ve ÖĞRENCİLERİMİZE 2022-23 AKADEMİK YILININ SAĞLIK, MUTLULUK, VERİMLİLİK GETİRMESİ DİLEKLERİMLE!
3,K
önceki yazı
3 yorum
Yeni döneme başlamadan önce çok anlamlı ve motive edici bir yazı oldu benim için teşekkür ederim
Gerçekten de altın değerinde tavsiyelerde bulunmuşsunuz Selen Hocam. Kutlarım sizi. Gençlerimize kılavuz olması dileklerimle :))
Prof. Dr. Sibel YILDIZ
Sayın Merve Dilara Yalın ve Prof. Dr. Sibel Yıldız, çok teşekkür ediyorum kıymetli yorumlarınız için.