Akademikakil.com delaletiyle bu ayın konusu olan “Akademisyenden Üniversite Öğrencilerine Tavsiyeler” konusunda görüşlerimi değerli okurlarımla paylaşacağım. Aşağıda özetlemeye çalışacağım konu başlıkları 40 yıldan fazla akademik dünyanın içinde olan, mesleğe uzman yardımcısı, uzman, Arş. Gör., Öğretim Görevlisi, Dr. Öğretim Görevlisi, Yrd. Doç. Dr., Doç. Dr., Prof. Dr. Olarak akademik, Yüksekokul müdürlükleri, Fakülte kurulu üyeliği ,Fakülte yönetim kurulu üyelikleri, Senato üyelikleri basamaklarında idareci olarak çalışmış bir büyüğünüz olarak tavsiye ve önerilerde bulunacağım. Değişik 8 ülkede kısa veya uzun süreli akademik çalışmalarda bulunmuş bir hocanız olarak içten samimi tavsiyelerimi paylaşacağım.
Aslında “Layihalar” devlet yöneticilerine tavsiye niteliğinde raporlardır. Ben sizleri ülkenin geleceği olarak gördüğüm için sizlere hitaben yazdım.
Nüfusa oranladığımızda Avrupa Birliğinde ortalama 1000 kişiden 38 i üniversiteye gitmektedir. Türkiye’de 7 milyon 775000 öğrenciyi 83 milyona oranlarsak ortalama 1000 kişiden 95 i üniversitededir. (Kaynak: Eurostat) Buna açık öğretim dâhil olmakla birlikte ikinci üniversiteyi okuyanlar mükerrerdir. Bu sayılara rağmen Avrupa birliğinde üniversite mezunu işsizlik oranı yüzde 3 iken ülkemizde yüzde 9.8’dir.(üniversite mezunları yönünden). Üniversitelerin başarıları ölçülürken dünyadaki ortak skala;1 kalite, 2.iş bulma imkanı, 3.öğretim elemanın kalitesi diye devam etmektedir.
1977-1981 yıllarında Ankara Üniversitesinde öğrenciyken hocalarımız ABD’li eğitimci John Devey den bahsederken bir sözünü aktarmışlardı. O söz “eğitim hayata hazırlık değil hayatın kendisidir. “ sözüydü. Sevgili gençlerimiz unutmaması gereken bu cümle üniversite eğitimi de hayatın bizzat kendisidir. Ülkemizde 129 devlet, 75 Vakıf üniversiteleri olmak üzere 208 de fazla üniversite, 184702 bine yakın değişik statüde akademik personel, bunun yanında çeşitli statülerde idari personel hizmet etmektedir. Toplam öğrenci sayısı örgün ve yaygın toplam 7.829.148 dir.1958 fakülte,19209 bölüm,363 yüksekokul,1019 meslek yüksekokulu,587 enstitü,4081 araştırma uygulama merkezi bulunmaktadır. Bazılarının ismi değişmekle kurulan ve kapatılanlar olmakla birlikte yukarıdaki veriler sağlıklı doğru ve son verilerdir.
1.Eğitim ve bilgi, eğitilmiş insan yarı kamusal mal niteliğindedir. Yani bir değerdir. Eğitim öğretim aracılığıyla bilgiyle donatılmanın yanında sadece kendisine değil ailesine ve ülkemize katkısı beklenmektedir. Bu nedenle gençlerimizin iyi yetişmesi ülke için bir avantajdır.
2.Günümüzde kapital çeşitleri artmıştır. Bunlar fiziki sermaye, doğal sermaye, kültürel sermaye gibi klasik sınıflamanın dışında sosyal sermaye olarak da incelenmektedir. Coleman ve arkadaşlarının hipotezi sosyal sermaye yaklaşımıdır. Üniversiteler katma bütçeli kurumlardır, yani yıllık genel bütçeden ayrılan payın yanında döner sermaye, proje, öğrenci harçları gibi gelirleri bulunmaktadır. Bunlarda doğrudan veya dolaylı eğitim öğretim hizmetlerinde kullanılmaktadır.2022 yılı itibariyle ek bütçe hariç 57.7 milyar devlet üniversitelerine dağıtılmıştır.
3.Ülkemizde devlet üniversitelerinde cüzi harç alınmaktadır, çoğu giderler sübvanse edilmektedir. Diğer bir ifadeyle vergi veren vatandaşların katkısıyla gençlerimize harcama yapılmaktadır. Bunun bedeli olmalıdır. OECD ülkelerinde eğitim ücretleri değişmekle birlikte 10 bin dolardan fazladır. Bu nimeti gençlerimizin hatırlamasında fayda vardır. İlköğretimden yüksek eğitime harcama olarak Lüksemburg, Avusturya ve ABD en çok harcamayı yapmaktadır. Ülkemizin yaklaşık iki katıdır. GSMH dan eğitime ayrılan pay olarak hesaplandığında her ülkenin sosyal ekonomik sosyal koşulları farklı olduğu için mevcut yönetimin bu alanda yaptığı harcamalar diğer sektörlere göre olumlu ve yapılacak maksimum orana yükseltmiştir. Budapeşte veterinerlik üniversitesinin süresi 5.5 yıl, yıllık harcı ise 12850 Euro’dur. Bunu ortalama 6 yılla hesaplarsanız 76500 Euro eder. Ülkemizde cüzi harcın dışında ücret alınmamaktadır. Dolayısıyla bu nimeti değerlendirmenizi tavsiye ederim. Bu üniversite Macarca İngilizce, Almanca dillerinde eğitim verilmektedir. Dolayısıyla yukarıdaki tavsiyelerimi destekleyecek verilerdir.
4.Eğitim görünmeyen yatırımdır. Bedeli yıllar sonra ortaya çıkar. Bu bağlamda hesaplamalarımızı iyi yapmalıyız. Bu genel ilkelerden hareketle üniversite öğrencilerimize pratik pragmatik tavsiyelerim şunlardır.
a. Ülkemizde giriş sınavlarının dışında başka ölçüt kullanılmadığı için ilk önce çalışmak gelmektedir. Sıkı çalışmadan öte zeki çalışmayı tavsiye ederim
b. Globalleşen dünyada rekabet dünyasında kendilerine artı değer oluşturabilmeler için mutlaka ikinci yabancı dil öğrenmelerini tavsiye ederim.
c. Dersler konusunda devam, sınavlar, yüz yüze eğitim akademik dünyanın temelidir. Örgün eğitimin avantajlarını kullanmalarını tavsiye ederim.
d. Bilgi teknolojisinin gelişmesi donanımlı cep telefonları bir amaç olmaktan öte araç olmalıdır. Klasik tabirle kitaptan kalemden vazgeçemeyiz.
e. Kelime dağarcığının gelişmesi okumakla mümkündür. Günlük zamanınız palanlarken okumayı ihmal etmemeniz gerekmektedir.
f. Zorunlu dersler Türk dili, İnkılap tarihi, İngilizce seçmeleri derslerin bir kısmı zorunlu kredisi sınırlı derslerdir. Bunlardan maksimum faydayı almanızı tavsiye ederim
Core dersler her fakültenin her bölümün ana dersleridir. Bunlara gereken özeni göstermenizi tavsiye ederim. Alan dersleri bu dersler kategorik olarak ayrılmamakla birlikte bulunduğunuz veya seçtiğiniz mesleğin ana dersleridir.
İş sınavları ülkemizin gerçeğidir. Üniversiteler işe hazırlık birimleri olmadığı için tüm derslerden gereken faydayı sağlarsanız iş sınavları kendiliğinden kolaylaşacaktır. Üniversiteyi bitirdikten sonra iş sınavlarına ikame zaman ve masraf rasyonel tercihiniz olmamalıdır.
KPSS özellikle iibf ve hukuk okuyanlar için 9 kategoride sınav olmaktadır. Bu sınavlara, cinsiyet, okul türü, diploma derecesi gibi değişkenler katılmayıp sadece o tür testlerden puan sıralamanıza göre alınacağınıza göre iş sizin çalışmanızda bitmektedir.
Anadal, yandal tüm üniversitelere olamamakla birlikte yan daldan da ikinci diploma almanızı tavsiye ederim. İkinci üniversite bu üniversitelerin sınavları hafta sonları olduğu için ,okuduğunuz alan yakın olanı tercih ederseniz gerek bilgi ve beceri düzeyinizi gerekse cv deki şansınızı artırırsınız.
Proje ödevleri için yabancı kaynaklara ve BM, DB, OECD, Eurstat verilerine karşılaştırma yapmanızı tavsiye ederim. Lisansüstü eğitim lisansüstü eğitimde ALES okulunuz bittikten veya son sınıfta girilen klasik bir sınav olacağı için lisansüstü eğitimi düşünen öğrencilerime tavsiye ederim tabii sadece ALES değil ortalama, mülakat ve yazılıda etkili olmaktadır.
Yatay, dikey geçiş bu değişken 2 yıllık öğrencilerimize tanınan bir şanstır ve DGS ile girilmektedir. Önceki okuldan aldıkları dersler sayılarak denklik işlemleri yapılmaktadır. Bulunduğunuz üniversitenin akredite olup olmadığına değilse olması için çaba göstermenizi tavsiye derim.
İşgünü süreleri üniversitelerimizde kısadır, 170 işgünüdür. Değişik nedenlerle aksamalar olunca 165 gün sayarsak yılın 200 günü zamanınız kalmaktadır.(Rusya’da, Sibirya’da termometre eksi 52 dereceyi görmeden okullar kapatılmaz. (Kaynak: MEB eski bakanı H.Çelik) Örneğin İngiltere üniversite dönemleri 3 dönemdir.9 dönem 3 yılda okur bizde 8 dönemi 4 yıla yayılmaktadır. Bunlar sizin zihninizi meşgul edecek ve müdahil olacağınız konular olmadığı için ayrıntıya girmeyeceğim. Küba da eğitim işgünü 220 gün iken, Japonya’da cumartesi öğleye kadarda eğitim yapılmaktadır. Japonya’da yılda işgünü 240-250 gündür. Gelişmişlik farkının kapanması için köklü değişiklikler ihtiyaç olmakla birlikte sizin dahliniz söz konusu olamayacağı için bu konuda tavsiyem yetkililere olabilir.
Sektörler günümüzde değişmektedir. Klasik tarım, sanayi, hizmet sektörünün yanına bilgi teknoloji gibi sektörler girmişti. Hindistan gibi ülkeler bilişim sektörü sayesinde gelir elde etmektedir. Buna hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim.
Ülkemiz üniversitelerinde kütüphaneye ulaşım kitaba erişim kolayıdır. Neredeyse tüm üniversiteler süreli yayınlara abonedir. İngiltere gece geç vakitlere kadar kütüphanede sıra bekleyen öğrencilere şahit oldum. Kütüphane arz talep meselesidir. Yararlanmanızı tavsiye ederim.
Üniversite kültürü farklı bir kültürdür. Sizlere tavsiyem sokak kültürünü üniversiteye taşımak değil üniversite kültürünü hayatınıza monte edebilmektir.
Günümüzde üniversite eğitimi başta olmak üzere eğitim basamakları ve türleri insan sermayesini değerlendirmeye yöneliktir. Clark’ın eşgüdüm uygulamaları yani akademi, devlet, piyasa üçgenini içermektedir. İnsan sermayesini savunan diğer düşünürler T.W.Schultz,G .Backer,F.W. Harbison,.C.A.Mayers, J.Mincer gelmektedir. G.Becker’in Nobel ödülü alması da bunun kanıtıdır.
İnsanlar arasında bireysel farklılığı hatırınızdan çıkarmamanız tavsiye ederim. Üniversitede özerklik başıbozukluk anlamına gelmez. Eşit davranmak adil davranmak değildir. Almanların atasözüyle “insanlar mezarda eşittir.” Eğitimde bireysel farklılıkları dikkate alarak ona göre eğitim ve çalışma esastır. Eğitim ve normal hayatınızda hata yapabilirsiniz. “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.” Batı literatüründe “errare humanum est perseverare diabolicum.” diye hukuk terimi vardır. Yani insan hata yapabilir önemli olan telafi mekanizmasını işletmektir.
Divan edebiyatından birkaç metni ezberlemenizi, sanatlarla ilgili birçok enstrüman dan birini kullanmanızı tavsiye ederim. Sonuç olarak her zaman söylediğim; öyle bir gençlik yetiştirmek istiyoruz ki yaptığı her iş ve eylem; hukuken adil, dinen caiz, ahlaken güzel, ilmen doğru, iktisaden faydalı olsun. Yeni eğitim öğretim yılınız hayırlı olmasını dilerim. Gençliğe üç öğüdüm var: Çalışın çalışın çalışın. (Otto Von Bismark). Çünkü ülkenin geleceği sizlersiniz. Eğitim bir kurumdur. Üniversiteler kuruluştur. Kurumsallaşma gelenek, kültür ,çalışma ve bağlı olduğunuz birimlere katkıyla olur. Örnek Fransız akademisi 1635 de kral XIII. Louis döneminde kuruldu. Bir burjuva devrimi geçirdi,2 İmparatorluk dönemi geçirdi,5 Cumhuriyet geçirdi hala etkilidir. İmmutale denen 40 üye ile yönetilmektedir. Bu üyeler ömür boyu görev yapmaktadır. Fransız dili, grameri, edebiyatı, sanatının referans kaynağıdır. Fransa kendi kara Avrupa’sında deniz aşırı ülkelerde ve sömürgelerinde etkili olmasının nedenlerinden biri de budur.
Selam sevgi ve dua ile.
1 yorum
Şuan sizden ders alan bir öğrenci olarak tavsiyelerinizi dikkate alacağım hocam. Güzel tavsiyeleriniz için teşekkür ederim. Saygılarımla.