Sevgili Öğrencim,
Öncelikle üniversiteli olduğun için seni yürekten kutluyorum. Kazandığın bölüme kimsenin baskısı altında kalmadan, isteyerek yerleştiğini ümit ediyor ve öğrenim hayatını kesintisiz bir şekilde, başarıyla tamamlamanı temenni ediyorum. Bir öğrenci velisi ve tecrübeli bir akademisyen olarak akademik başarılarını ve sosyal yaşam becerilerini yönlendirmede sana kılavuz olabileceğini düşündüğüm bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
İlk olarak; okumak için ailenden uzakta bir şehre taşınmışsan ve sevdiklerinden ilk kez ayrılıyorsan birinci yılın ilk aylarında biraz zorlanabileceğini hatırlatmak isterim. Fakat kuracağın sağlıklı ilişkiler sayesinde hem sosyal hem de akademik ortamına kısa sürede alışacağına eminim.
Malum olduğu üzere üniversiteler; siz öğrencilere, ailelerinizden bağımsız bir şekilde hayatlarınıza yön verebileceğiniz özgür ortamlar sunar. Ancak bu özgürlüğün sınırlarını çok iyi tayin etmeli ve eğitim hayatın boyunca gerçek amacından asla uzaklaşmamalısın. Ayrıca içine girdiğin bu yepyeni ve çok bilinmeyenli ortamda, ergenlikten yetişkinliğe adım attığın bu kritik dönemeçte dostlarını ve arkadaşlarını çok iyi seçmelisin.
Derslere düzenli devam etmeli, not tutmalı ve sınav gecesi değil sınavdan günler öncesi gereken hazırlıkları özenle tamamlamalısın. Sana verilen bilgileri sınıfı geçmek için değil öğrenmek ve kullanmak için edinmelisin. Zamanını çok iyi yönetmeli her zaman kendi potansiyeline ve ilgi alanına uygun; büyük/küçük – uzak/yakın ulaşılabilir hedefler koymalısın.
Bir metropol üniversitesinin ana kampüsü içerisinde yer alan fakültelerinden birinde okuyorsan büyük ihtimalle bireysel gelişimine çok yönlü katkılar sunacak çeşitli imkanlarla karşılaşacaksın. Sürekli eğitim merkezleri, çeşitli eğitim seminerleri, öğrenci sosyal kulüpleri, sanatsal ve sportif faaliyetler bunlardan bazılarıdır. Yeteneğin elverdiğince, zamanın yettiğince bu tip aktivitelere katılarak kendini farklı alanlarda geliştirebilir, rehabilite edebilirsin.
Bağlı bulunduğun üniversitenin çift anadal, yandal, yurtdışı staj imkânları, Erasmus vb. öğrenim hareketliliği imkânlarının olup olmadığını araştırmalı eğer var ise bu hizmetlerden yararlanmaya çalışmalısın. Ancak bütün bunlara başvurabilmek için öncelikle yüksek bir ‘genel not ortalaması’na sahip olman gerektiğini unutmamalısın. Yüksek lisans ve/veya akademik kariyer yapmayı planlıyorsan yüksek not ortalamasının yansıra ÖSYM’ce (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) hazırlanan YDS (Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı) ve ALES (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) sınavlarından alabileceğin en yüksek notları almaya çalışmalısın. Öğrenim süren boyunca lisans öğrencilerine yönelik Tübitak burslarından da haberdar olup sunulan fırsatlardan yararlanmayı denemelisin.
Senin de bildiğin gibi üniversiteler; yalnızca işe girmek için diploma veren soğuk binalar değildir. Üniversiteler bilgiyi üreten, dağıtan, araştıran, sorgulayan, irdeleyen rafine kurumlardır. Dolayısıyla üniversite mezunu bir bireyden de benzer şekilde irdeleyici, sorgulayıcı, problem çözücü olması, sorunları gidermek için en etkin yol ve yöntemleri tespit edip beceriyle kullanabilmesi beklenir. Mezuniyetinle birlikte senin bu meziyetlerin pek çoğuna sahip olacağını tasavvur ediyor; sana sunulan sınırlı kaynakları doğru ve etkin bir şekilde kullanacağını ümit ediyorum.
Sevgili Öğrencim,
Son olarak, üniversitede kazandığın bilgi ve becerileri toplum ve insanlık yararına kullanacağına, eğitim ocağının saygınlık ve onurunu her zaman koruyacağına, güzel ülkemizin aydınlık yarınları için elinden gelenin en iyisini yapacağına yürekten inanıyor, başarılarının devamını diliyorum.
2 yorum
Ne kadar güzel kaleme almışsınız. Tam hap ve uygulaması mümkün bilgiler…
Tebrikler hocam.
Prof Dr Selen YEĞENOĞLU
Çok teşekkür ederim Selen Hocam. Gençlere faydalı olacaksa ne mutlu bize.
Sevgi ve selamlarımla :))
Prof. Dr. Sibel YILDIZ