Bu milletin (ülkemin) kıyameti değil aynı zamanda dünyanın da kıyameti olur. Neden mi bahsediyorum? Makale içinde bu durum net anlaşılacaktır.
LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel veya travesti) denen sapık ve sapkın kuruluşun ne zaman veya nereden çıktığının hiçbir önemi yok. Ancak bu ve benzeri kuruluşlar doğrudan insanlığın fıtratına aykırı yönlendirilen/organize/manipüle edilen, kontrolü insanlığın yok olmasına sebebiyet verecek olan kurum/örgüt/dernek veya devletlerin elindeki çok ciddi bir argümandır.
“Kem âlât ile kemâlât” olmayacağını bilen, şeytani örgütler/devletlerin elinde “Kem âlât’tır”. Dünya’nın bir çok yerinde dünya’nın kıyametini arzu eden Evangelist Hristiyanlardan tutunda, hiçbir kutsalı olmayan siyonistlere kadar inanılmaz destekçileri var. LGBT akımlarını normalleştirme ve yaygınlaştırmak için uluslararası düzeyde gerçekleştirilen lobi faaliyetlerinin yanı sıra birçok ülkedeki büyük firmalar da eşcinselliği “cinsel yönelim” adı altında meşrulaştırmaya çalışıyor.
Türkiye’de de, her yerden ulaşabileceğiniz, teknolojiden giyim sektörüne kadar birçok firma LGBT’yi destekliyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan bu destekler gençler ve çocuklar üzerine yıkıcı etkileri ortaya çıkacak bir tuzak ABD ve Avrupa, Türkiye’de topluma eşcinselliği dayatan LGBT derneklerine milyon dolarlar aktarıyor. Sadece 144 üyeli Ankara merkezli “Kaos GL Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği”ne aktarılan fonun büyüklüğü 7 milyon 896 bin doları (yaklaşık 57 milyon lira) buluyor. LGBT lobisinin Türkiye ayağını yöneten 17 dernek var. Bu derneklerin üye sayısı sadece 12 ila 230 arasında değişiyor. Ancak aktarılan paralar dudak uçuklatıyor. 2021’e kadar bu derneklere 24 milyon 433 bin dolar (yaklaşık 175 milyon TL) aktarılmış. Söz konusu yardımın %31’ini 144 üyeli KAOS GL almış.
İnsanlık tarihinde bir kavmin/milletin yok olmasına sebebiyet veren bu tür sapkınlıklar, bilinen terörden daha vahim tahribatlara yol açar. Bu milletin (Lut Kavmi ya da “Sodom” halkı); Kur’an’a göre de yasak olan aile içi-akraba arası ilişki, zorla cinsel ilişki ve fuhuş, “sapkınlık” olarak nitelendirilerek kavim içerisinde doğal bir hale gelmişti. Lut peygamberin(as) gönderildiği kavmin erkekleri, şehre ziyarete gelen tüm erkeklere cinsel tecavüz etmekteydi ve de herkes birbirine ve kendi ailesine tecavüz etmekteydi. Erkekler eşleri dışındakilerle de cinsel ilişki yaşıyordu. Aile mevhumu yerle bir olmuştu !.
Kur’ân’a göre; bu tür sapkınlık ilk defa bu kavim içinde görülmüştür. Allah, Lût peygamberden kavmini uyarmasını istemiş ve o da uyarmış(Hud suresi:50) ancak kavmi “Sen de biliyorsun ki bizim senin kızlarında gözümüz yok. Bizim ne istediğimizi pekâlâ biliyorsun” dediler (Hud suresi: 79) ve sapkınlıklarından gözleri dönmüş, Lut peygamber(as)’in kadınlarla olan meşru nikah nasihatini reddetmişlerdi. Allah(cc), bu kavime tecavüz olaylarını sona erdirmek için erkek kılığında melekler gönderdi. Bu olaydan sonra Allah; Lût peygamberin ailesiyle beraber şehirden uzaklaşmasını istemiş, bu arada hiç arkasına bakmamasını, eşinin de helak olacağını bildirmiştir ve neticede Lut peygamberin eşi de Lût kavmiyle yok edilmiştir. “Onlar hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lânete uğradılar. Evet Âd rabbini inkâr etti. Hûd’un kavmi Âd’ın, canı cehenneme! Hud suresi:60).
Bu vahim-çirkin iş ve neticesi böyle iken; muhtemelen her ülkenin Anayasasının temel esasları olan aileyi ve gençliği koruma yasası da varken; Nitekim Anayasamızın “I. Ailenin korunması ve çocuk hakları Madde 41–Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” denmektedir.
Yine Anayasamızın gençliğin korunması Madde 58’de “Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır” denmektedir.
Durum bu minval üzere iken; Türkiye’nin en seçkin üniversitesinde bu sapık derneğe(karşı çıkan hiç mi ilim insanı yok tu) meşru hak veren kurumsal veya siyasi irade, yönetim değiştiğinde bu derneğin faaliyetlerine sadece o kurumda son verdiğinde; buna karşı şu veya bu şekilde karşı çıkan, Lanetli Gruba, Bozguncu Topluluğa destek veren(veya sessiz kalan) bilim insanları, siyasetçiler; seçim arefesinde bir camide Kur’an okurken çektirilip basına sipariş ettiren siyasetçi! Sizi bu derneğin fahri üyesi yapıyoruz dediklerinde hayır demeyen ve memnuniyetini ifade eden diğer bir siyasetçi ve dahi arkasındaki bilim insanları yada hiç seslerini duymadığımız güya muhalif sosyolog-pedagog-psikologlar! BİLİM-DİN- SİYASET anlamında, neyin tüccarlığın yapmış oluyor? Anayasa’nın bunca açık hükümlerini, belki de her harfini bilen bilim insanları yada siyasetçi kimliği ile iğrenç siyaseti ve tarafgirliği uğruna çiğnemiyor mu! Sadece ülkemdeki inançlı kesim değil, eğer aile kutsalı yok olursa tüm insanlığında yok olacağını kestiremiyorlar mı! Ey bilimi kutsallara karşı olmak zanneden Ebu Cehil torunları, eğer bu tür sapkınlıklara karşı olmaz iseniz, belki de bu pislik en evvel sizin ocaklarınızı yakacak.
Kominist dediğimiz Rusya (Eski Rusya) durumun vahametini anladığından, aileleri uyaracak tanıtım videoları hazırlarken; bizdeki muhalif siyaset ve bilim insanlarından gık çıkmadığı gibi, sırf iktidara inanç ve özgürlüklere sahip çıktığı için karşı olmayı, bu iktidar bu sapık terör örgütleri ile mücadele ettiği için, bu lanetli gruplara sahip çıkmayı siyaset ve bilim sanan zavallılarla dolu. Ama şunu da bilelim ki, tıpkı Hud (as) peygamberin içinden çıkan ve bu sapkın fikirleri savunan/veya savunanlardan menfaatlenen hanımı gibi, dindar/milliyetçi görünümlü ancak kirli oy uğruna bunların safında yer alan çamur siyasetçi ve bilim insanları da, cehennemin dibine yuvarlanacak, akıbetleri tıpkı cahillerin babası Ebu Cehil gibi olacaktır. Bizlerde “Hûd’un kavmi Âd’ın, canı cehenneme! (Hud suresi:60)” diyerek, hiç olmazsa şimdilik yüreğimiz soğuyacaktır.
Aile gibi kutsal bir yapıyı korumanın, aynı anda ülkeyi korumak olduğunu bilen ve ona göre siyaset ve bilim üreten bu necip millet ve bu yolda bu tür sapıkların safında yer alanlarca her türlü hakarete uğrayanlar, hep hayırla yad edilecek, akıbetleri hayır olacaktır.