Yaşadığımız dünyada tüketilen enerji, su kaynak kullanımı ve sera gazı oranındaki artış, global olarak ciddi bir sorun.. ileri teknolojinin hayatımıza birçok avantaj sağlamasına rağmen ekosistemi tehdit ettiği de ortada..
Doğal afetler, küresel ısınma, iklim değişikliği dünyamızda kara bir tablo çizerken,
Bizi yeşil bir gelecek mi bekliyor, hiçlik mi ? sorusunu akla getiriyor.
Her iki olasılıkta aslında gezegenimizde sürdürülebilirlik kavramı ile yüzleştiriyor bizi.
Sağlığını kaybetmiş dünyamızın belki de son umudu sürdürülebilirlik.
Dijital çağın, yapay zekanın mimarları, mühendisleri sürdürülebilir tasarımlar üretme çabasında…
Sürdürülebilirliğin özü kaynakların tüketilmemesi esasına dayansa da hayatın sürdürülebilirliğini sağlayan mutlak tüm bileşenlerin değerlendirilmesi gerekli.
Bu bağlamda hayatımızı konforlu hale getirip diğer yandan da ekosisteme zarar vermeden enerji tüketimini azaltan bir sistem oluşturulmalı.
Çevreye duyarlı mekânların yaratılması.
Azaltmak, yeniden- dönüştürmek ve yeniden-kullanmak ana hedefler olması.
Çevre dostu malzemeler kullanılması,
Hedeflere yönelik doğru tasarım kararların alınması.
ve stratejiler oluşturulması, geleceğimiz için şart..
Geleceğimizi seçmemiz gereken kritik bir zamanda iken doğaya adil davranılmadığı takdirde yeşil bir gelecek yerine hiçlikle karşı karşıya geleceğimizi, ortaya çıkacak sonuçlara da katlanmaktan başka seçeneğimizin kalmayacağını unutmamalıyız.
2 yorum
Kısa ve öz bir yazı olmuş. Sürdürülebilirliğin temel unsurlarından olan yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da ülkemiz çok geride maalesef. Toplam enerji kaynakları içindeki payı Avrupa’da %27 iken ve 2030 yılına kadar %42.5’a ulaşması hedeflenirken güneşi ve rüzgarı bol ülkemizde bu oran sadece %8.
Çok teşekkür ederim.. evet malesef enerjiyi etkin kullanamıyoruz…bugün dünya iklim günü,,,, yok olan kaynaklarımız iklim krizinin etkilerini de artırıyor. Herkes üzerine düşeni yapmalı , günlük hayatımızda aldığımız kararlar, farkındalıklar ya da yazılarımız bilinçlenmek için bir umut olabilir.