Akademik Akıl’da, ilk günden beri, yazıyorum. Köşe yazarlarını Medimagazin’ den, bu siteye taşımışlardı. Burada, aramıza yeni katılan arkadaşlarımız oldu. Geriye dönüp baktığımda, şimdiye kadar Akademik akıl’ da 161 yazım yayınlanmış. Geçtiğimiz yıl sitemiz ile ilgili görüşlerimi, ‘Dikkat, Akademik Akıl’ da okuyucu sayıları giderek azalmakta!’ başlığıyla, ön çalışma olarak hazırladığım ve halen yayınlanmamış olan yazımda da dile getirmiştim. Akademisyenlerin en önemli özelliklerinden biri, kulaktan dolma, oradan buradan aspirasyon bilgilere değil, bilimsel datalara ve istatistiki verilere güvenmeleridir. İstatistik ve rakamlar, bize daima doğru ve güvenilir bilgiler verirler. Yayınevinin istatistik departmanında toplanan ve analizi yapılan verilerin, değerlendirme ve istatistikleri, her yılın sonunda açıklanırsa, yazarlar, okuyucular ve platformun geleceği açısından, oldukça yararlı ve yol gösterici olacaktır.
Sitede çıkan yazıların ne kadarı, hangi alanlardan yazılıyor? Her bilim alanında, üretimler, öncelikle hangi alt gruplardan? Ben dahil, yazarlarımızın çoğunun, özel ilgi ve çalışma alanları var. Yayınlanan tüm yazıları (çok uzun ve sıkıcı olanlar hariç) okumaya çalışıyorum. Gerçek olan şu ki, Akademik Akıl’da, benim yazılarım dahil, tüm yazıların okunma oranları giderek azalmakta!
Okuyucular, her yazıyı baştan sona moto mot okumayabilirler. Belki konu, kendi ilgi alanının dışındadır, belki yazıda seçilen sözcükler, henüz toplumda fazla rağbet görmeyen, çok yeni, ya da çok eski olup çoğunluğun bilip kullanmadığı, Fransızca, İngilizce, Osmanlıca, farsça ya da Arapça sözcüklerden seçilmiştir. Belki yazı ve cümleler çok uzundur, bu yüzden de anlaşılması zordur. Belki de, çoğu okumaya başlayan, bir süre sonra sıkılıp, yarıda bırakmıştır. Değerlendirme kriterlerinden biri de, yazıların okunma sayıları olmalı. Ben, ilk 107 yazımın değerlendirmesini, 22.12.2022 de yayınlanan, ‘Yazıların okunmaları ve yıl sonu muhasebeleri’ adlı makalemde yapmıştım:
‘Yılın son günlerini yaşıyoruz. İşletme, fabrika, şirket ve diğer ticari kuruluşlarda, aralık sonuna doğru tüm defterler kapatılıp, harıl harıl, bilanço, kar-zarar hesapları ve o yıl yapılan çalışmaların muhasebesi yapılıyor. Şirket, karda mı, yoksa zararda mıdır, hangi aylar çok verimli geçmiştir, hangi aylarda düşüklük yaşanmıştır vb. Hepsinin istatistiği çıkartılıyor.
Ben de kendi adıma, şimdiye kadar yazdıklarımın, yıl sonu muhasebe ve istatistiğini çıkarayım dedim. Kurulduğu günden itibaren, bu yazının yazıldığı tarihe kadar, ‘Akademik Akıl’da toplam olarak 107 yazım yayınlandı. Yazılarımdan, denetime takılan olmadı, hiçbirine sansür uygulanmadı. Bu nedenle, ‘Akademik Akıl’ı, ‘serbest kürsü’ gibi görüyorum ve böyle oluşunu seviyorum. Her yazının başında, okuyucu sayısını da veriyorlar. Yazılarımı, alt alta topladığımda, toplam okuyucu sayısı, 180.678 kişiye ulaşmış ve yazılarımı ortalama, 1.688 kişi okumuş. (Son değerlendirme 22.Aralık.2023 te yapıldı)
Geçtiğimiz yılın okuyucu sayılarına baktığımda, son elli dört yazımın, 34.381 okuyanı ve ortalama, 635 okuyanı olmuş. Görüldüğü gibi, okuyucu sayılarımda, 1688 den, 635 e doğru azalma görülüyor. Benim dışımda diğer yazıları da değerlendirdiğimde, 30 Temmuz/ 16 Ekim 2023 arası, 100 yazının ortalama okuyanının 602 kişi olmasına karşılık (toplam 60.168 okunma). 16 Ekim/ 10 Ocak 2024 arası son 100 yazıyı ise, ortalama 405 kişi okumuş, (toplam 40.511 okunma). 32 yazı, 200 ün altında okunmuş. Bunlar arasında, 7 yazının okuyanı ise, 100 ün altında kalmış. (12.01.2024). Bu verilere göre, Akademik Akıl’daki tüm yazıların okuyucu sayıları, geçtiğimiz yıllara oranla azalıyor gibi. Bunun nedenlerinin de araştırılması gerekiyor.
Sorular? Her ay işlenen, ‘Ayın konuları’ çoğu okuyucuya ilginç gelmiyor mu? Bazı konular, siyasetçi ve ilahiyatçıların dışında, çoğu okuyucuyu ilgilendirmiyor mu? Yazarlar olarak, çoğunlukla farklı yönleriyle, birbirine yakın konuları işliyor, benzer hatalara mı düşüyoruz? Yazılarımızda, bilimsel, yol gösterici ve yapıcı öneriler yerine, daha çok kritik ve eleştirileri mi ön planda tutuyoruz. Yazarlar olarak, hep birlikte patinaj yaparak yerimizde mi sayıyoruz? Daha çok, sesli, görsel ve hareketli olanlarla ilgilenen, bize göre daha az okuyan, x,y,z ve alfa kuşaklarına nasıl ulaşabiliriz? Daha çok okuyucu kitlesine ulaşmak için, başkaca neler yapılmalı? Bunlar da aklıma takılan, cevaplanması gereken soruların bazıları. Yazımı, bir fıkra ile bitireyim:
Yurt dışından gelen yolcudan şüphelenen gümrükçü, -‘bavulunda ne var’ diye sormuş, yolcu -‘tavuklarım için biraz yem getirdim’ demiş. – Görevli aç da görelim deyince de, açılan bavulun tıka basa kol saatiyle dolu olduğu ortaya çıkmış. Sinirlenen gümrükçü, -‘bunları tavuklar yer mi arkadaş’ diye çıkışınca, pişkin yolcu, – ‘ben önlerine atarım isteyen yer, beğenmeyen yemez’ demesin mi.
Şimdiye kadar, ‘ne yazarsam yazayım, nasıl olsa okuyanlar oluyor’ diye bir düşüncem hiç olmadı. ‘Dost acı söyler’, ‘iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batıracaksın’ derler. Dünden bugüne, bugünden yarına, daha güncel, gerçekçi, öğretici, yol gösterici ve okurların daha çok ilgisini çekecek, daha çok okunacak yazılara yönelmemiz dilekleriyle, saygılarımla.
5 yorum
Değerli hocam okuduğum her yazınızdan harikulade sonuçlar çıkardım zevkle okuyorum okumaya devam ediyorum öyle ki dört gözle de bekliyorum sizin gibi değerli bilge ve üstat hocalarımızın her kelimesinde çok önemli mesajlar örnek alacağımız rehber yapacağımız öneriler mevcut ben aynı şeyi ve heyecanla yazıları sürdürmenizi bekliyorum 2024 yılını harika yazılarla sürdürüp sağlıklı huzurlu mutlu günler geçirmenizi diliyor ellerinizden hürmetle öpüyor değerli ailenize saygılar sunuyorum
Çok değerli hocam Haldun GÜNER ‘e çok teşekkür ediyorum. Akademik Akıl ‘da yayınlamış olduğunuz yazılarınızı çok beğenerek ve de kıymetli çıkarımlar yaparak okumaktayım. Bir sonraki yazınızı da dört gözle bekliyorum. Ayrıca her yazınızda vermiş olduğunuz ve de her biri çok anlamlı birer “yaşamsal örnek” olan fıkralarınızı heyecanla takip etmekteyim. Allah size sağlıklı, sıhhatli uzun ömürler versin ,böylelikle biz okurlar bunlardan kendimize örnek çıkarımlar edinelim , düşüncesinden olarak size teşekkür ediyor ,saygılar sunuyorum.
Yazılarını zevkle okumaktayım. Konuları da herkesin ilgisini çekecek ve de ders verecek şekilde seçilmekte. Ayrıca da güncel konular. Devamını diliyorum. Ellerine ve emeklerine sağlık sevgili Haldun kardeşim.
Okurların azalması bence senden kaynaklı değil Haldun insanlarda genel bir bıkkınlık ve mutsuzluk var bu her zevk aldığımız şeyi etkiliyor yavaş yavaş herşeyden elimizi çekiyoruz ben toplumda bunu net gözlüyorum yoksa yazıların çok keyifli ve ben şahsen zevkle okuyorum
Haldun Bey siz akademik akıl kapsamında yazarlıkta ustalık dönemini yaşıyorsunuz. Tebrik ediyorum.
Okunma konusundaki sayı düşüşünü izah etmek için Türkiye’de genel olarak okunma oranlarına bakmak gerekir. Kanımca genelde bir düşüş olabilir.