Orta Doğu, uzun yıllardır jeopolitik gerilimlerin merkezi olmuştur. Bu gerilimlerin en belirgin olaylarından biri, İsrail ile İran arasındaki sürtüşmedir. Tarihten beri, din, politik ve güvenlik temelli bu anlaşmazlık, zaman zaman sıcak çatışma tehditlerine dönüşmüş, bazan da dolaylı yollardan yürütülen vekalet savaşlarına sahne olmuştur. Son günlerde bu gerilim, giderek çatışmaların başlamasına neden olmuştur.
Savaş Teknolojisinde Bilimin Gücü
Modern savaşlar artık yalnızca tank, top ve tüfekle olmuyor. Özellikle İsrail ve İran gibi bilimsel altyapıya yatırım yapmış ülkelerde, çatışmaların önemli bir boyutu, siber savaşlar, bilişim tabanlı savunma sistemleri, drone teknolojileri ve nükleer kapasiteyle şekillenmektedir.
İsrail, savunma sanayiinde dünyanın en ileri ülkelerinden biridir. “Demir Kubbe” (Iron Dome) sistemi, kısa menzilli roket saldırılarını havada imha edebilen gelişmiş bir hava savunma teknolojine sahiptir. Bu sistem, hem radar mühendisliği, hem de füze sistemleri alanında ileri düzey bilimsel çalışmalarla geliştirilmiştir. Ayrıca, özellikle İsrail’in siber güvenlik alanındaki çalışmaları da oldukça dikkat olup; ülke, kendisine yönelik siber saldırıları anında tespit edip karşılık verebilecek kapasiteye sahiptir.
İran ise, özellikle insansız hava araçları (İHA) ve füze teknolojileri konusunda ilerlemeler kaydetmiştir. Kendi üretimi uzun menzilli balistik füzeler ve düşük maliyetli, yüksek etkili drone sistemleri ile dikkat çeken İran, savunma stratejilerini bilimsel gelişmelere dayandırmaktadır. Ayrıca nükleer teknoloji alanında yürüttüğü çalışmalar, Batı’nın ve İsrail’in temel kaygı noktalarından biridir.
Yeni Cephe: Siber Savaş.
İsrail-İran ilişkilerinde en dikkat çeken boyutlardan biri, fiziksel savaşın ötesinde, yürütülen siber savaş faaliyetleridir. İsrail’in Stuxnet virüsü ile İran’ın Natanz nükleer tesisine verdiği zarar, tarihteki ilk büyük siber saldırı örneklerinden biridir. Bu saldırı, bilgisayar mühendisliği, yazılım, kriptografi ve bilişim gibi pek çok bilim dalının bir araya gelerek bir “dijital silah” üretimini gözler önüne sermiştir. Buna karşı İran da, çeşitli siber saldırılarla İsrail’in su altyapısına, enerji santrallerine ve finans sistemine zarar vermeye çalışmıştır. Bu dijital çatışmalar, bilimin hem savunma hem de saldırı aracı olarak nasıl kullanılabileceğini net bir şekilde göstermektedir.
Bilim İnsanlarının Rolü ve Duruşu
Savaşlar, sadece politikacılar ve askerlerin değil, bilim insanlarının da dahil olduğu çok boyutlu süreçler. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de birçok bilim insanı, bilgi ve uzmanlıklarını savunma projelerine yönlendirmektedir. Ancak bu durum, beraberinde etik soruları da getirmektedir. Örneğin bir fizikçi, balistik füze sistemleri üzerinde çalıştığında, bunun yıkıcı sonuçları olduğunu bilerek hareket etmelidir.
Diğer yandan, insanlık ve barış için çalışan bilim insanları da vardır. İsrail ve İran’dan bazı akademisyenler, siyasi gerilimlere rağmen bilimsel işbirliklerini sürdürme arayışındadır. Uluslararası konferanslarda, çevre, sağlık ve iklim değişikliği gibi alanlarda birlikte çalışan bilim insanları, barışın da mümkün olduğuna dair bir umut ışığı yakmaktadır.
Savaşların Bilime Etkisi
Tarih boyunca savaşlar, bilimsel gelişmeleri hem hızlandırmış hem de kısıtlamıştır. II. Dünya Savaşı sırasında atom bombasının geliştirilmesi, sonar sistemler, radar ve jet motor teknolojileri bu duruma örneklerdir. İsrail-İran savaşı gibi bir çatışma durumunda da benzer bir etki öngörülebilir. Bazı teknolojiler hızla geliştirilirken, bazı araştırmalar askıya alınabilir. Ayrıca savaş ortamı, bilim insanlarının ülke değiştirmesine, beyin göçüne ya da projelerin siyasi baskılar nedeniyle yön değiştirmesine neden olabilir.
Bu bağlamda savaş ortamı, bilimi bir ilerleme aracı olmaktan çıkarıp bir “silah sistemine” dönüştürebilir. Oysa bilimin esas amacı, insanlığı ve yaşamı iyileştirmek olmalıdır. Bu nedenle, savaşlar esnasında dahi bilimin yönünü barışa yöneltmek, bilimi sadece bir güç aracı değil, bir çözüm mekanizması olarak kullanmak da çok önemlidir. İsrail ile İran arasındaki gerilim, günümüzün bilim ve teknoloji çağında farklı bir boyut kazanmıştır. Silahlar, sadece fiziksel değil, dijitaldirler de. Cepheler, sadece toprakla sınırlı kalmayıp, siber uzaydır. Bu dönüşümde bilimin rolü büyüktür ve bu rol hem yıkıcı hem de yapıcı olabilir. Bilim, savaş dışında, barışı inşa etmek için de güçlü bir araçtır. Bu nedenle bilim insanları, politikacılar ve toplumlar, bilimin yönünü belirlerken, etik sorumluluklarını da unutmamalıdır.
Bilimin esas amacı, savaştan çok barış olmalıdır. Tüm dünyada bilim insanları, öldürmek için değil, yaşamı daha anlamlı kılmak için çalışmalıdırlar.
Kaynaklar:
- Cordesman, A. H. (2020). Iran’s Developing Military Capabilities. Center for Strategic and International Studies (CSIS). https://www.csis.org
- Katz, Y. (2018). The Weapon Wizards: How Israel Became a High-Tech Military Superpower. St. Martin’s Press.
- Sanger, D. E. (2012). Confront and Conceal: Obama’s Secret Wars and Surprising Use of American Power. Crown Publishing Group.
- Gross, J. A. (2021). “Iran’s drone program: Capabilities, strategy and regional implications.” The Jerusalem Post. https://www.jpost.com
- International Atomic Energy Agency (IAEA). (2023). Iran’s Nuclear Program Reports. https://www.iaea.org
- Deibert, R. (2019). The Cyber security Dilemma in International Relations. In Journal of Cyber Policy, 4(1), 45–62.
- United Nations Institute for Disarmament Research (UNIDIR). (2022). Science, Technology and International Security: Ethical Dimensions. https://www.unidir.org
- Chubin, S., & Litwak, R. S. (2003). Debating Iran’s Nuclear Aspirations. The Washington Quarterly, 26(4), 99–114.
- MIT Technology Review. (2020). How AI and Big Data Are Reshaping Modern Warfare. https://www.technologyreview.com
1 yorum
Sevgili hocam, binlerce yildir dini, ideolojik ve ekonomik savaslarim yasandigi bir cografyada yine yeni bir catisma, oldurme ve yikim donemini yapiyoruz.
Bur tarafta “eye Israel seni haftadan silecegim” diyen Iran, diger tarafta hak, hukuk tanimaz oldurmeyi kendine hak bile bir Israel.
Filler tepisirken olan siradan insanlara oluyor maalesef…