Bir ülkedeki temel sorunlar: kişilerin bakış açısına, zamana ve ülkenin sosyokültürel yapısına göre değişkenlik göstermektedir. Toplum katmanlarına göre de problemler değişmektedir. Bazen de tüm dünyanın problemi Türkiye’nin de sorunu olabiliyor. 2 yıl önce problem değilken şimdi Covid-19 hastalığı gibi tüm dünyanın temel sorunu şimdi bizim için de sorun olmuştur.
Kısa vadeli sorunlar yanında toplumların geleceğini belirleyen uzun vadeli sorunlar önemlidir. Türkiye’nin en temel sorunun eğitim olduğunu düşünüyorum. Şu anda toplum ve dünyadaki olaylara yabancı kalan, haberi olmayan üniversite/yüksekokul diplomalı, gençler yetiştiriyoruz. Özenti almış başını gidiyor. İstisnalar olmak üzere toplum bağlarından kopmuş, tarihini bilmeyen nesiller yetiştirilmektedir. Kaliteli olmayan özel okullar çığ gibi artmaktadır.
Eğitimde; uzun vadede farklı toplum katmanlarının görüşü alınarak milli menfaatlerimiz göz önünde bulundurularak, ezberci değil, analitik düşünceyi verebilecek bir sistem getirtilmelidir. Yapboz tahtası gibi birkaç yılda bir sistem değişmemelidir. Çocuklarımız yarış atına dönüştürülmemelidir.
Özel ve resmi devlet okullarında kontrol mekanizması iyi yapılıp, kalite artırmalıdır. Sınıflardaki öğrenci belli bir sayının üstünde olmamalıdır. Uzun vadeli planlar yapılarak küçük yerleşim birimleri kaldırılarak biraz daha büyük yerleşim yerleri ve ona göre de okullar düzenlenmelidir Ayrıca erken yaşlardan sonra mesleki eğitime kısa sürede geçilmelidir. Bu sayede küçük yaştaki gençler bir meslek sahibi olacak ve isteyen ve de daha başarılı olanlar o mesleğin yükseğine talip olmalıdır. Örnek sağlık meslek liselerinden mezun olanlar Tıp, diş, eczacılık, biyoloji ve benzerlerine; ziraat meslek liseleri ziraat fakültelerine ve tarıma; diğer teknik liseler mimar, mühendis gibi okullara; adalet liseleri hukuk ve benzerlerine, imam hatip liseleri İlahiyat fakülteleri gibi Üniversitelere adım atmaları uygun olacaktır. Bu sayede Üniversite kapılarında yığılma engellenmiş olunacaktır. Bu gün Üniversite mezunu bir çok genç işsiz olup, bunların da büyük bir çoğunluğu eğer imkanları varsa yurt dışına gidip hayatlarını oralarda devam ettirmek istemektedirler. İlk ve orta öğretim okullarının statüleri sık sık değişmemelidir. Her şehre bina yapıp içi doldurulamayan, sadece adı olan Üniversite ve yüksek okulalar açılmamalıdır. Herkes üniversite mezunu olacak diye bir şey yok.
Eğitim ve öğretim bir arada olmalıdır. Bu gün okullarda eğitim değil sadece öğretim yapılmaktadır. Eğitim olayı istenilen seviyede değildir. Sadece ailelere bırakılmamalıdır. Özellikle okul çıkış saatlerinde okulun önlerinde çocuklarını arabalarıyla bekleyen ailelere baktığınızda uygunsuz park ve trafiğin felç olduğunu, gürültünün had safhada olduğunu görüyorsunuz. Bunu gören çocuk da ileriki yıllarda büyüklerinden gördüğü aynı şeyleri devam ettirecektir. Saygı, sevgi, davranış kuralları bazında hiçbir eğitim verilmeyip çocuk ailesinden ne görmüş ise o şekilde devam ettirmektedir.
Daha iyiye götürebilmek açısından bu çocukları yetiştirecek öğretmenlere önem verilmelidir. Öğretmenler seçilerek alınmalı ve de ücretleri üst düzeylerde olmalıdır. Sık sık yer değişikliği yapılmamalı.
Bir toplumun gençliği ne kadar iyi bir şekilde eğitilir ve yetiştirilirse; ülkemiz boyun eğen değil, araştıran soran, hür düşünceye dayalı eğitim alan gençliğin omuzlarında hak ettiği çağdaş gelişmiş refah düzeyi yüksek bir toplum olacaktır.
2 yorumlar
Muhterem hocam gerçekten de çok önemli bir konuya işaret etmektediniz. Bu nedenle sizi kutluyorum. Çocuklar üniversiteyi bitirmiş hayata dair hiç birşeyden haberi yok. Eğitim bir toplumun geleceği için olmazsa olmaz bir konudur. Bu nedenle seni kutluyor yazdıklarınıza imzamı atıyorum
Fahrettin bey teşekkür ederim . Sizlerin yorumuları bizler için önemlidir. Sizin de son kitabınızı inşallah kısa sürede temin edip okuyacağım