Böyle bir genel yaklaşımla aynı zaman diliminde, bence konunun üç ayağı vardır:
1) Öncüler
2) Yeni Nesil
3) Politika
Ben bu yazımı alanın bir öncüsü olarak yazacağım.
Tez merkezine girdim, Ladikli Mehmet’in Zübdetü’l-beyan (: Beyanın özü) adlı eseri üzerine yapılan çalışmalara baktım. Neden? çünkü bu eseri ilim alemine duyuran ilk kişi benim ve merak ettim neler yapılmış diye.
Olay Nasıl Gelişti?
Prof. Yalçın Tura ile İstanbul Teknik Üniversitesi Müzikoloji Bölümünde konuşurken, Türk müziği tarihi problemlerinden birinin, sağlıklı biyografilerin olmamasından yakınırken, verilen örnek XV. yy müzik teorisyenlerinden Ladikli Mehmet idi. Çünkü hoca onun müzik teorisi konusundaki bilgileri ile ilgili bir makale yazmış, fakat biyografisi ile ilgili güvenilir bilgiye ulaşamamış olduğundan dem vurmuştu.
Makale? Bilimsellik Yazıda mı, Dergide mi?
Hocadan edindiğim izlenim üzerine, bunu hedefe alan bir makale yazmayı amaçladım ve araştırmalara başladım. Ladikli Mehmet’in hayatı ile ilgili yazılanlar gerçekten çok azdı. Ve daha Türk mü Arap mı konusu bile net değildi. Bilinen müzikle ilgili iki eseri Arapça idi. İşte doğum yerinden başlayan biyografik problemleri netleştirmek bir yana, eserleri hakkında da belirsizlikler vardı. Ben yazma eserler koleksiyonlarını taramak zorunda kaldım. İki yıllık araştırma sonunda üç müzikle ilgili bilinen eserleri yanında bilinmeyen mantıkla ilgili Türkçe bir eserinin olduğunu tespit ettim ve bunu makale haline getirdim. Bir yıllık yayınlanma süreci sonunda, 1998 yılında makale yayınlandı. Makalenin netleşmesinde fikir aldığım Nihat Çetin Hoca’yı rahmetle anayım. Bilgilerin makale haline getirilmesi akademik mi? Evet. Dipnot, kaynakça vs. hepsi var. Dergi? Bu konuda ilk soru şu: Yazının bilimsel olması mı, derginin bilimsel olması mı? Ladikli Mehmet hakkında üç-beş satırlık bilinen bilgiye yaptığım katkılarla, biyografisini bilimsel bir makale haline getirdim (Yine de yeterli bulmadığım için Ladikli Mehmet’in biyografisi hakkındaki yeni bulguları 2021 yılında yayınladım). Konu felsefe tarihçileri için o kadar ilginç idi ki Kudret Büyükcoşkun, o heyecanla eseri hemen aynı yıl (1998) müstakil kitap haline getirdi.
Akademik Gelişme?
Şimdi akademik dünyaya geçelim. Yazmanın dili Türkçe olduğu için eski edebiyat alanı araştırmalarına kaynak olduğunun farkında olan biri, 2001 yılında yüksek lisans tezi olarak hazırlatmış. Aradan 8 yıl geçmiş edebiyat alanında bir başka yüksek lisans tezi hazırlanmış, ertesi yıl felsefe alanında bir yüksek lisans tezi daha hazırlanmış (2010). Buraya kadar iyi diyebiliriz. Konu ilgi çekmiş, bilimsel birkaç tez yapılmış görünüyor. Fakat içeriye bir bakalım. Bir açıdan bu kadar yüksek lisans tezin hazırlanması ayrı bir problem, buna ilave birbirlerinden haberlerinin olmaması, bazılarının ise eseri ilk tespit eden kişiden bile haberinin olmaması daha büyük bir akademik problem. Hem de yöntem problemi. İşte Türkiye ve Müzik bilimi de bundan farklı değil.
SCI Problemi
Başka alanlarda bu problem pek görülmez. Türk müziğiyle ilgili yazılan makalelerin SCI indeksine girmemesi sık sık dile getirilir. Sanki Türk müziği yazılarını yayınlayan SCI kurumları varmış gibi. Türk kelimesini gördüklerinde yön değiştiren SCI dergilerin bilimsel anlayış ve yönetimlerini sorgulamadan, Türk müziği akademik camiasına karşı -SCI’da yayınlanmış makaleniz bile yok?- yaklaşımı acımasız bir eleştiridir. Bir diğeri öncü hocalara saygısızlıktır, haksızlıktır, acımasızlıktır. Türk müziği yazarlarının ve araştırmacılarının önünü açmadan kolayca onları akademik alandan silebilirsiniz. Konuya öncü olan onlarca araştırması ile katkıda bulunan Nuri Özcan gibi yazarları görmezden gelip, onun bilgilerini kullanarak SCI dergisinde makale yayınlatmayı başaran kişileri alkışlayabilirsiniz. Bilginin çok hızlı yayıldığı yeni nesile, eski nesli ezdire bilirsiniz. Sizce bu etik mi?
Kalite Nasıl Yükselir?
Bulanık sularda yüzerek araştırmalar yapıp, geriden gelenlere yol açanları görmezden gelmek, onlara karşı alınan tavırları desteklemek akademik etik anlayışınıza uyuyorsa, bu alanda bilimsellik ancak bu kadar olur. Kaliteyi yükseltelim mi? Ben de öyle diyorum. İşte Türkiye’de 2022 yıllında Türk müziği biliminin durumu bu. Bir sonraki yazımda yeni nesil bir örnekle konuyu daha da açacağım.