Bodrum’da banka müdürü arkadaşım Umut Tezel’in yaklaşık iki yıl önce tavsiye ettiği bir kitaptan söz etmek istiyorum: Ray Dalio’nun “İlkeler” kitabı… Onun tavsiye ettiği harika birkaç kitabı hemen okuyup bitirmiştim ama bu kitaba nedense sıra gelemedi bir türlü. Sonra iki kez okudum. Okurken sayfalarını en çok renklendirdiğim kitaplardan biri oldu. Kitaptaki en çarpıcı cümlelerden biri belki de şu: “Hayatınızın kalitesi, verdiğiniz kararların kalitesine bağlıdır.”
“KENDİ ANAYASAM”
Kitaba geçmeden önce, gelin sizi biraz geçmişe götüreyim.
17 yaşında, küçük bir şehirden Eskişehir’e üniversite okumaya gelmiştim. Yeni bir çevre, hiç tanımadığım farklı kültürlerden insanlar, yeni ilişkiler, güç çatışmaları ve yalnız başına karar almam gereken pek çok konu, okyanusun ortasında savrulan küçük bir tekne gibi hissetmeme neden olmuştu.
İşte o zamanlar; nereden esinlendim hatırlamıyorum, avuç içi kadar küçük, kahverengi bir not defteri aldım. Adını da “kendi anayasam” koydum. Aldığım çeşitli kararları, kendi ilkelerim olarak madde madde bu deftere yazmaya başladım. Nerede ne kararlar aldığımı, bu kararlardan ne gibi nasıl dersler çıkardığımı, gelecekteki kararlarımda nelere dikkat etmem gerektiğini bana hatırlatıyordu yazdıklarım.
Üniversite yıllarında bu defter hep elimin altındaydı. Zamanla bu içselleştirdiğim kararlara dönüp bakma ihtiyacı hissetmesem de, o defteri hep bir yerde muhafaza ettim. Kahverengi kaplı, “kararlar” defterim hala kütüphanemin sessiz bir köşesinde duruyor…
Ray Dalio’nun “İlkeler” kitabını okumaya başlayınca, anladım ki, o da kendi deneyimlerinden süzdüğü hayat ilkelerini not almış.
Bu durum, kitaba olan ilgimi ve merakımı daha da artırdı.
“İLKELER” KİTABI
Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde Ray Dalio kendi hayatının bir özetini bizlere sunuyor.
Şimdi biraz internet bilgisi sunayım… Dalio, 1949 doğumlu başarılı bir iş insanı. Harvard mezunu. Bridewater isimli dünyanın en büyük yatırım fonlarından birinin kurucusu. Tahminen 15-20 milyar dolar civarında bir servete sahip. “Dünyanın en zengin insanları” listesinde ön sıralarda yer alıyor. 2017’de yayımlanan “İlkeler” kitabı, uzun süre The New York Times’ın “en çok satanlar” listesinde yer almış…
Kitapla ilgili yapılan yorumlardan birinde, örneğin, “ekonomik bir krizin üstesinden gelerek Amerika’nın en zenginlerinden biri haline gelen Dalio’nun başarı sırları anlatılıyor” deniyor.
TEMEL İLKELER
Dalio, “kendi prensiplerinizi geliştirmenin anahtarı hiper-gerçekçi olmaktır” diyor. Başarıya giden yolun düz bir çizgi olmadığını, aksine başarısızlıklardan çıkarılan derslerle ilerlenen, inişli çıkışlı bir süreç olduğunu anlatıyor. Hataları yenilgi ya da vazgeçmek için bir sebep olarak görmek yerine, öğrenme fırsatları olarak değerlendirmenin önemini vurguluyor.
Özetle, hayatın size getireceği şey ne olursa olsun, “hayatınızın kalitesini belirleyecek olan şey, vereceğiniz kararların kalitesidir” diyor. Kendi başarısının ardında yatan, karar alma mekanizmalarını detaylıca açıklıyor.
Dalio’nun her şeyin bir makine gibi işlediği yönünde ilginç bir bakış açısı da var. Evreni, sürekli aynı yasa ve güçler tarafından yönetilen, dinamik bir sistem olarak tanımlıyor. Bu kısmı tam olarak anlamak için belki tekrar okumak faydalı olabilir.
İLETİŞİM VE İLİŞKİLER
Bir iletişim profesyoneli olarak benim özellikle ilgimi çeken kısım, kitaptaki insan ve ekip ilişkilerine dair paylaşımlar oldu. İletişim ve ilişkilere dair söyledikleri, benim pandemi döneminde yazdığım “Kızım Sana Söylüyorum Okurum Sen Anla” kitabımda ele aldığım konularla paralellik gösteriyor. Çünkü Dalio da öncelikle insan beyninin nasıl çalıştığını anlamak gerektiğini savunuyor. İnsanın düşünce süreçlerini ve karar alma mekanizmalarını idrak etmek için, bu süreçlerin gerçekleştiği zihinsel yapıyı anlamanın önemli olduğunu belirtiyor. İnsanın hem mantıklı hem de duygusal kararlar alabilen iki ayrı mekanizmasını kendi üslubuyla yorumluyor.
Bu noktada, Nobel ödüllü Daniel Kahneman’ın “Hızlı ve Yavaş Düşünme” kitabı aklıma geliyor. Ben de kitabımda bu konuya değinmiştim.
Ayrıca Dalio, “sağ ve sol beyin” kavramlarına atıfta bulunarak insan sisteminin nasıl işlediğini ekip iletişimi ve ilişkileri bağlamında örneklerle açıklıyor. Bu da benim kitabımda ele aldığım konulardan biri olarak dikkatimi çekiyor.
“Kitapta başka neler var?” diye soracak olursanız; en büyük engelin egoyu aşmak olduğunu belirtiyor. Çünkü ego, hatalı kararlar almamıza ve öğrenme fırsatlarını kaçırmamıza neden olabiliyor. Gerçeği olduğu gibi görebilmenin yolunun, radikal bir şekilde açık fikirli olmakla mümkün olduğunu açıklıyor. Bu nedenle, diğer insanların bakış açılarını anlamanın ve bunlardan nasıl yararlanılacağının altını çiziyor. Kendi geliştirdiği yöntemleri de paylaşıyor.
ELEŞTİRİLER
Ray Dalio’nun “İlkeler” kitabını okuduktan sonra, internetteki eleştirilere de göz attım. Her şeyi bir makine gibi ele alması ve insan ilişkilerinin duygusal boyutunu ihmal etmesi en çok dile getirilen eleştiriler arasında. Sadece kendi deneyimlerini aktarmış olması, felsefe ve etik tarihinin birikimine yeterince gönderme yapmaması da bu eleştirilerden bazıları.
Kitapta buraya sığdıramadığım daha pek çok değerli nokta var.
Geçtiğimiz hafta sonu, her zaman okuduğum ve beğendiğim kitaplara yaptığım gibi, bu kitabın da bir özetini çıkardım. Bu arada kitabı alıp, hayatında başarılı işlere imza atmış, değer verdiğim bir hocamıza hediye ettim. Şimdi de size tavsiye ediyorum.
Açıkçası, okuması her zaman akıcı ve kolay olmayan, kusursuz bir Türkçeye sahip bir kitap değil. Bazen “burada ne demek istedi acaba?” diye durup düşündüğüm ve anlamakta zorlandığım cümleler oldu. Hatta bazı ifadeleri eşime sorup onun ne anladığını anlamaya çalıştığım noktalar da oldu.
“İlkeler”, az ya da çok yaşamınızda, ekiplerinizde, birlikte çalıştığınız insanlarla iletişim ve ilişkilerinizde size yardımcı olabilecek hayat tecrübelerinden çıkarılan derslerle dolu ve özellikle yöneticilerin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm kitaplardan biri. Dalio’nun deneyimlerini, siz de kendi “anayasanız”la harmanladığınızda hem kişisel hem de profesyonel hayatınızda daha bilinçli ve daha başarılı kararlar alabilirsiniz sanıyorum.
1 yorum
Değerli Erkan hocam , daha önce kısmen hatırladığım bu özgün çalışmayı yeniden okumanın yerinde olacağını düşündüm. Sevgi ve saygılarımla