Öncelikle belirteyim ki, cinsiyet ayrımcılığı olmasın. Başlıkta “abime” yerine “ablama” da diyebiliriz. Sosyal medya ya da artık medyatik isimlerin bireysel olarak da var oldukları sosyal paylaşım ortamları konumuz. Sosyal medya denildiğinde artık onu, büyük oranda internet ortamındaki karşılığıyla düşünmekteyiz. Bilgi kirliliğinin ve güvensizliğin diz boyunu geçtiği internet ortamları. Her sanal sosyal ortamda web siteleri size bir karşılama yapıyor. Amiyane örnek bir tabirle size “ne vereyim abime” diyorlar. Yeter ki tıkla ablam, ne istersen vermeye hazırım.!
İşin garip tarafı, sosyal medya içinde yer alan gerçek medya aktörlerinin de bu kirliliğe uyum sağlamaları. İnternet ortamında tabiri caizse patlayan bir başlık/olay sonrası, tüm sosyal medya ortamları, içi boş veya dolu linklerle insanları kendilerine çekmeye çalışıyor. Sizi kendilerine yani; reklamları bol bol her yerden akan, milletin gözüne sokulan, bunaltan ve can sıkan web sayfalarına çekmeye çalışıyorlar. Sanki avını bekleyen pusudaki avcılar gibi. Ne kadar tıklanırsa o kadar kâr var sonunda. Sayfayı ziyaret ve tıklanma sayısı artsın diye, koca koca gazetelerde bir haber bir sürü bölümlere ayrılıp sunuluyor okuyuculara. Yeter ki sayfayı ziyaret edin, tıklayın, beğenin.
Ulusal bir medya kanalı/TV/gazete/ vs.’nin sosyal medyadaki karşılığı hesaplara veya sitelere bakıyorsunuz. İlk beklenti, düzgün ve yazım hatası olmayan Türkçe ifadeler, doğru ve doyurucu haber, okuyucuyu yormayan az reklamlı tasarım. Aslında yazılacak çok daha fazla beklenti var ama olmayanı saymak abesle iştigal olurdu. Bu beklentilerden hepsini sağlayanı henüz bu yaşıma kadar görmedim desem yalan olmaz. Büyüklerimiz hep söylerdi “nerede o eski haberler”. Biz de, tek kanallı yılları ve sadece kağıda basılan gazeteleri ucundan gördük. TRT 1 kanalının haberlerinde güzelim Türkçe, telaffuzu ve vurgularıyla kulağınızı okşayan doğru cümlelerle konuşulurdu. Bilgi veya haberler artık sosyal medya ortamlarında; yarım yamalak veya yalan yanlış. “Az sonra, sonraki sayfada, reklamı tıklarsan, cookies adı verilen şeyleri kabul edersen” haberleri size lütfediyorlar.
Koca koca medya organları sosyal ortamlarda bunları yapar da, kişiler boş durur mu? Takipçi sayısı artsın diye yapılmayan şaklabanlık kalmıyor internet evreninde. Her türlüsünü göstermeye hazır sanal medya. Şimdi diyorsunuz ki, özgürlük var. Dileyen dilediğini yapar. İster doğru Türkçe konuşur, isterse dil katliamı yapar. Bundan sana ne? Hoplar, zıplar, takla atar, beğeniliyorsa sana ne? Sosyal medyada çok izlenmiş olmak ya da birileri tarafından beğenilmiş olmak; o paylaşılan şeyin doğru olduğunu gösterir mi? Doğru olsa ne olur, olmasa ne olur? Bu sorularla bir süre sonra kocaman bir boşvermişliğe ulaşırız. Sonuçta, doğru dil konuşmaya dikkat etmemeyle başlayan kültürlerin yozlaşması, bir süre sonra üretim kültürünü de yozlaştıracaktır. Hatta şimdiden başladı bile.
Sosyal medyada yeni internet aktörleri de türedi. ”Youtuber” adını verdiğimiz insanlar, reel bir üretim olmadan para kazanmayı özendiriyor yeni beyinlere. Kolaya alışmış ve gerçekte üretmeyen insanlar çoğalıyor haliyle. Üreten insan sayısı azalınca ne olacak acaba? Eskilerin bir sözü vardır “sen ağa ben ağa, inekleri kim sağa?”.
Çok popüler sözler vardı: Beğenmiyorsan izleme kardeşim. Takip de etme. Seni zorlayan mı var?
Artık globalleşen dünyanın en büyük destekçisi olan sosyal medya, gelecekte bildiğimiz tüm kaide veya kuralları yıkacak. İnternetin sanal özgürlük ortamında sınırları olmayan insanlar, aynı özgürlüğü gerçek dünyada da istiyor olacak. İnternette de yaygınlaşan çok popüler bilgisayar oyunlarında; insanların kolay servet kazandığını, kolayca cinayet işleyebildiği hatta katliamlar yaptığı görüyoruz. Bireysellik ve kolaycılık yeni nesillerin anahtar kelimeleri oldu. Sosyal medya istese de istemese de buna destek olmakta.
Sosyal medya kötü mü? Buna cevap vermek de anlamsız bu zamanda. Çünkü çocuğa da sorsanız basit bir örnekle bunu açıklar. Mesela “bıçak kötü mü” gibi bir şey. Çünkü sosyal medya bir araç, aynı bıçak gibi. Kimin kullandığına bağlı gelişiyor tüm hikayeler. Sosyal medyayı kontrol eden etkin bir mekanizma/lar var mı? Bu mekanizma/lar akredite mi?
Şimdi bu yazıyı okuyan herhangi bir kişi “ya kardeşim özgür dünyada, internet ortamında kimin ne yaptığından sana ne?” diyebilir. “Sosyal medyada her şey al gülüm ver gülüm şeklinde. Alan memnun satan memnun, tıklayan memnun sana ne?” diyebilir. Sosyal medyanın sanal ortamında takma isimle gezen ama tıklama yeteneği olan tüm insanlara sesleniyorum.
Ne vereyim abime..?
Hepimize yüksek hızda kesintisiz internet bağlantısı diliyorum.