Konumuz özelinde; yetki-sorumluluk bağlamında kamu adına görev alan her insanın sahip olması gereken asgari kriterler;
Bu kriterler en genel-temel anlamda düzenlenmiş olup sayıları arttırılabilir ancak asla indirilemez.
1) Felsefi Kriterler;
– Yalan söylemeyecek
– Verdiği sözde duracak
– Emanete sahip çıkacak
2) Psikolojik Kriterler;
– Sabırlı olacak
– İstikrarlı olacak
– Fedakar olacak
3) Sosyolojik Kriterler;
– İnançlı (yaptığı işe inanacak) olacak
– İstişare yapacak
– İtaat (istişare kararına) edecek
4) Vizyoner Kriterler;
– Bağımsız düşünecek
– Bilimsel düşünecek
– Evrensel düşünecek
5) Mesleki Kriterler; İşini;
– İyi yapacak (ahlak felsefesi)
– Güzel yapacak (sanat felsefesi)
– Doğru yapacak (bilim felsefesi)
6) Misyoner Kriterler;
“Yaparak öğrenme, yaptırarak öğretme” felsefesiyle, insanları eğiterek;
– İyi’ye kılavuzlayacak
– Güzel’e kılavuzlayacak
– Doğru’ya kılavuzlayacak
Bir HAP şeklinde hazırlanmış bu ekstreyi yutarsanız şifa bulur, yutmazsanız HAPI YUTARSINIZ!
Asıl can alıcı soru şu: peki BİZ KAÇ KİŞİYİZ?
5 yorum
İnsan’da Liyakat’in ASGARİ Kriterleri
Çok güzel özetlendi, kaleminize sağlık. Bu kriterlerin her insanda, menfaat sistemlerinde olmasını bekleyemeyeceğimize göre Tüm Makro Sistemlerin bu kriterlere hitap edecek şekilde düzenlenmesini sağlayacak, Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Sistemlerin kurulmasına ve işletilmesine sebep olacaklara selam olsun. BİZ KAÇ KİŞİYİZ? sorusunun sorulmasına sebep olanlar; liyakatsizliği referans alanlar da ektiklerini katbekat biçsinler…
Mail kutuma gelen mesajdan bir nevi davet gibi algıladım. Hiç kusura bakmayın liyakat konusuyla ilgili yukarıda yazılan şeyler lise müsamere soru cevapları gibi geldi. Eleştirilecek ve katkı yapılacak hiç bir yeri yok. Bir kere liyakat konusunun bağlamı nedir? Problem alanı nedir? Özellikle hangi disiplinlerle ilgilidir? Bunları tartışmanın zemini nedir? Bunlar belirlenmeden afaki/totoljik tartışmalar liyakat konusuyla ilgili olmayıp, bu alanla ilgili hevesli okuyucunun ve alan dışı bir hevesli literant (okuyucu) ın beyin fırtınasına benziyor. Tekrar özür dileyerek terbiyesizliğime devam etmek istiyorum. Bu tartışmanın siyaset bilimiyle, sosyolojiyle, felsefeyle, teolojiyle ilgisi olmamış yada genel olarak entelelektüel olmayan bir fen bilimi uzmanlarının, TIP ve mühendislik gibi uygulamalı bilim uzmanlarının konuşması liyakatsızlığın tipik örneğidir. Hiç kusura bakmasınlar, liyakatsızca bir şekilde yaptıkları yöneticilikten elde ettikleri enfüsi tecrübelerini bilim filan zannetmesinler. Liyakat meselesi kamusal bir düzlemde liberalizmle ilgilidir, liberallerin siyasi iddialarıyla ilgilidir. Bazıları dinle ilişkilendirebilir. Ancak teologlar da bu meseleyi bir kamusal kontekste ele alacaklarsa ideolojilerle, siyasi sistemle, siyaset bilimiyle, hukuk devletiyle, sosyolojiyle ve epistomolojiyle ilgili konulardan haberdar olmaları gerekir. Yani teologlar da bu alanlardan haberdar olmaları gerekir ki Kabe’nin anahtarının teslim edilme meselesini ilmel yakin bilebilsinler. Hz.Osman’ın kendi akrabalarını devlette kadrolaşmalarını “akrabaya iyilik etmek” normuyla açıklamasını anlamak için İbn-i Haldun’u okuması gerekir. Daha doğrusu saydığımız alanları bitirdikten sonra okuması gerekir. Yoksa İbn-i Haldu’u bir fen bilimcinin okumasının ne faydası olabilir ki. Valla kusura bakmayın!
Hap niyetine ve özet mahiyetinde bir derleme olmuş.
Son cümledeki kastedilen veya varsayilan ‘biz’, kim? ‘Biz’ olanın, ‘bizliğine’ neye göre karar verilmektedir? Bunu da merak ettim, doğrusu?
2024 YEREL YÖNETİM SEÇİM SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ana başlığı altında yer alan “İnsanda Liyakatin Asgari Kriterleri” köşe yazısında, insanndan kasdedilenin Belediye Başkanı olduğunu düşündüm. Bu yüzden kriterlere, – denetimleri yerinde ve zamanında yepmak,. -insana değer vermek ve tevazu ile yaklaşmak gibi özellikleri eklemeyi önerme gereğini duydum.
Saygılarımla
Gülümseyerek okuduğum bu köşe yazısı hoşuma gitmekle bilikte Akademik Akıl izleyicileri için biraz daha detaylı, ilgi çekici kriterler içermesini tercih ederdim. Başarı dilekleri ve saygılarımla..T. Arasıl