Bilgisayar çağımızın vazgeçilmez aracı.
Her gün yeni bir boyut kazanıyor.
Araçların kapasitesi artınca evrenle konuşabilmenin boyutları da artıyor.
Bilgisayardaki organizasyon, koordinasyon, takip ve denetimin mantıksal örgüsü, insanoğlunun toplumsal yönetimlerde uyguladığı karşılıkları yansıtıyor.
İnsanların bir araya gelişleriyle yapılandırılan organizasyonların, birbirinden farklı dinamiklerini koordine ederek takip ve denetim sürecine girmek yönetişimin/doğrudan demokrasinin bilinen uygulamalarıdır. Toplumsal yaşamın akışındaki bu bütünsellik, sosyal alanın mantıksal işleyişini bilgisayarın mantıksal işleyişiyle örtüştürerek fiziksel alanla, sosyal alanın yasalarının birlikte işlediğinin en çarpıcı örneği olarak sunulabilir.
Ne var ki bilgisayar programcıları bu mantıksal örgü ve bütünsellik bağlamında, sosyal alanın mantıksal örgü ve bütünsellik işleyişini hızlandırarak ve her gün ivme kazandırarak fiziksel alanın yasalarını daha dominant olarak öncü pozisyonunda tutmaktadır.
Bu durumda fiziksel alanı geliştirerek evrensel yasalarını sosyal alanda kullanan toplumlar, sosyal alanın disiplinlerini yönlendirerek yaşamın akışını kontrollerinde tutmaları, toplumsal çarpıklığın da ortaya çıkmasını desteklemiş olmaktadırlar.
Evrendeki sonu gelmez işlerin her birisi için bilgisayar yapma yerine evrensel değeri olan bir bilgisayar dizayn etmek ve bu araçla dünyayı kontrolde tutan takip ve denetim işlevini üstlenmek, günümüzde uygulamaya geçirilmeye çalışılan bir gelişmedir.
Evrendeki tüm bilgileri evrenin belleğinden bilgisayarın belleğine kopyalamak bir tarafa, evrensel yapılanma düzeneğine sahip olan bilgisayarın belleğine programların nasıl ve kim tarafından kaydedileceği, insanlık adına en ivedi durumdur.
Evrensel değeri olan bir bilgisayarın donanımı/yapılanması(nedenler), programlanması/yapılacak işlerin talimatlarının belirlenmesi(amaçlar), talimatların fonksiyonlarının kodlanması/kodlamanın yöntemlerinin belirlenmesi(yöntemler) bilgisayarın keşfinden günümüze kadar yapılan keşifler dizisine ilişkin çalışmalardır.
Bu çalışmalarda ülkemizin insanlarının bilinen direk bir katkısı yoktur. Ancak keşifler bir arayışın sürecidir ve her aşamada katkısı olan insanlar kamu oyuyla paylaşılmaz. Bu yüzden ayrıntılarda katkı veren insanlar, tüm dünya ülkelerinden konu ile ilgili süreç içerisinde olanların ‘keşifler ayrıntıda gizlidir’ gerçeğiyle iç içe olmaları nedeniyle, bilimsel ortamlarda bulunan her bilim insanının katılımıyla keşiflerin gerçekleştirildiğini de unutmamalıyız .Bu açıdan baktığımızda, ülkemizin bilim insanlarının adları açıklanmasa bile yapılan bilimsel keşiflere katkı vermiş olmaları beklenen bir durumdur.
Çok yönlü (evrensel) düşünmeyen insanların bilimsel ortamlarda bulunmaları evrenin işleyişindeki dinamizmi, bütünselliği ve sürekli ivme kazanma niteliğini gözlemlemelerini beklemek duygusallık olur. Bununla birlikte bilimsel ortamlarda varoluşları nedeniyle, yürüyen ve ayrıntıyı yakalayan insanlar, bilime dolaylı katkıları nedeniyle saygıyı hak ederler.
Sözün özü: tüm keşiflerde ve keşiflerin neden olduğu üretimde ve ürünlerde dolaylı dolaysız katkısı olan insanlara haklarını vermeyen egemen güçlerin günümüzdeki uygulamalarını ve insanlara keşiflerin sunduğu imkanları zulüm aracı olarak kullanmalarını protesto etmek sekiz milyar insanın hakkıdır.
Bilgisayarlarını insanları öldürmeye göre programlayan medeniyetin(!) aktörleri, Gazze’deki zulmün, soykırımın ve dünya kamu oyunu ve Birleşmiş Milletler kararlarını umursamama pişkinliğini ‘SOSYAL,BİYOLOJİK VE FİZİKSEL PATOLOJİ’ olarak tarihe kaydetmek ve bu patolojik zihniyetten dünyayı kurtarma sürecine taşıyan evrensel medeniyetin işaret taşlarını döşeyecek DOĞAL DÜNYA DÜZENİ’ ne geçişe ivme kazandırmak ANTİEMPERYALİST tüm insanların tarihsel sorumluluğudur.
Yolumuz aydınlık olsun.