Hatırlamadığım bir tarihte bir sabah e-mail kutusunda gördüğüm davet ile, biraz çekinerek biraz da merakla bu platforma yazar oldum. Beni endişelendiren ilk nokta, bu platformun acaba neye ya da kime hizmet ettiği idi. Ya da bir siyasi, ideolojik, özel destekli vs. bir yapı olması durumunda, yanlış bir şeye hizmet etmek korkusu. Takip ettiğim ilk zamanlarda ve platformdaki deneyimlerim sonucunda bu aşamayı kolayca geçtim.
Ağırlıklı olarak tıp alanından akademisyenlerin çokça yer aldığı bu platformda, köşe yazılarının TIP başta olmak üzere sıralandığına, ilk zamanlar “niye” demiştim. Ama biraz da mantıklı bulmuştum. Sonrasında bu sıra birkaç kez değişti. Son hali sanki daha tatmin edici. En azından Fen Bilimlerinin, kapsadığı alanların altında görünmesi, biraz garip görünüyordu. Şimdi yazar sayısına göre sıralanmış gibi. Bu platformda, akademisyenlerin alanlarıyla ilgili ya da sosyal konularla ilgili kolayca paylaşım yapabilmeleri çok önemli. Sonuç olarak “iyi ki var” demeliyiz.
Ama her güzelliğin ufak tefek kusurları da olur. Bu durum Akademik Akıl için de geçerli. Darılıp kızmayacaklarını düşündüğüm, hatta bildiğim için, aklıma gelenleri yazmak istedim. Bu platformun daha iyi bir noktaya ulaşması için burada yazdıklarım, yabancıların dediği gibi pozitif bir “feed back” olarak düşünülmelidir.
Yazdığım yazılara ilginin azlığı ilk şikayetim. Bu platformdaki okuyucularda yüksek oranda seçicilik var demek. Bir deneme yaptım. Önceden yazılarımı kendi sosyal paylaşım imkanlarımla paylaşırken, sayının hatırı sayılır arttığını biliyordum. Son yazımı çok geç paylaştım. Sonuçta; gerçekten, sizi sadece sizin çevreniz ya da konuya biraz ilgisi olanlar okuyor. Keşke, daha fazla sayıya ve geniş kitlelere ulaşabilsek.
Bu platform, gelen yazıları ayırım yapmadan sıraya koyuyor. Kısa bir kontrol süresinden sonra da yayınlıyor. Şansınıza, ana sayfada büyük ya da küçük pencerelerde yazınız görünmekte. Bu durum, gelen yazıların çokluğuna bağlı olarak bir gün ya da iki gün sürmekte. Sonrasında aşağıdaki alan bölümüne düşmekte. Bu konu da büyük bir sorun değil ve aslında adil. Ama okunma sayısını etkilemekte elbet.
En önemlisini sona bıraktım. Yazarlar farklı alanlara toplandığı için, kendi alanları dışında yazılar yazdıklarında, o bölüm dışında ve kendi alan bölümlerinde o yazılar yayınlanmakta. Basit bir örnekle, tıp bölümünde tamamen ilahiyat yazısı ya da tam tersini görmek garip. Tabi ki bir tıp profesörü ilahiyat alanında düşüncelerini yazabilir. Ama bunu ilahiyat bölümünde yayınlaması daha doğru olurdu. Fen bölümünde eğitim veya ekonomi alanında yazı görüyorum. Ekonomi için istatistik bölümü var diyelim. Eğitim diye koca başlık varken, fen bölümünde eğitim yazısı olması havada kalıyor gibi.
Çözüm, köşe yazılarını kontrol eden editör arkadaşların inisiyatif alması ve yazıları konulara göre ayırıp yayınlanması olabilir. Alan uzmanı yazarların alanları ile ilgili yazılara daha fazla ağırlık vermesi de önemli. Bir serbest yazı bölümü açılabilir ve alan dışı görüşlerimizi içeren yazılar bu bölümde yayınlanabilir.
Herkese Akademik Akıl yazıları ile aydınlanan günler dileğiyle.
1 yorum
***DÜZELTME: Yukarıdaki yazımda, yazı bölümlerinin yazar sayısına göre sıralandığını ifade etmiştim. Son kontrol ettiğimde, bölümlerim alfabetik sıraya göre sıralandığı görünüyor. Bu durumu fark edip düzenleme yapan Editör Ekibe TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM…