OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİNDE ÜNİVERSİTE
Osmanlı Devleti’nde Abdülmecid Han zamanında, 1846 Nisan’ında faaliyetlerine başlayan Meclis-i Maarif-i Umumiyye (üniversite kurma meclisi), darülfünun kurulması yolunda ilk adımı atmıştır.
1846 Temmuz’unda Darülfünun-ı Osmani (üniversite), “malumat ve hüsn-i ahlakça (bilgi, kültür ve güzel ahlakça) mükemmel olmak isteyen ve bütün ilim ve fenleri okumaya hevesli veya devlet dairelerinde çalışmak isteyen herkese gerekli bilgileri sağlayacak bir kurum” olup, bütün masraflarının devlet tarafından karşılanacağı, talebelerin gece gündüz barınabilecekleri ve çalışacakları, Ayasofya civarında, 125 odalı, bir yer olarak tarif edilmiş ve yirmi yılda Mart 1865 de; ikinci darülfünun binası-Çemberlitaş İstanbul’da (günümüzün Basın Müzesi), 1870 Şubat’ında açılmıştır. (C. ossatı. Die Hagia Sophia. Dortmund 1980. tablo 20)
Osmanlı Devleti’nde II. Abdülhamid’in fermanıyla 1863 Ocak’ta fizik, kimya, halka açık serbest konferanslar ve dersleri; ayrıca tabii ilimler, tarih ve coğrafya konularında serbest dersler verilmesi ile darülfünun ilk tedrisatı başlamıştır. Darülfünuna on altı yaşını doldurmuş, idadi (yüksek öğrenime öğrenci hazırlayan okullar) mezunu veya o derecede malumatı olan talebeler alınmaktadır. Ekim 1869’da talebe kaydına başlanmış ve müracaat eden 1000 kişiden imtihanla 450 talebe alınmıştır.
1851 de Darülfünuna ders kitabı hazırlamak için Encümen-i Daniş (üniversiteye kitap hazırlama) adıyla bir kurul oluşmuş, müze, kütüphane, laboratuvar gibi birimlerin de açılması öngörülmüştür.
Darülfünün ’da okutulan derslere gelince programda; Felsefe ve Edebiyat şubesinde Şark dillerinden Arapça, Farsça yanında Batı dillerinden Fransızca, Yunanca ve Latince dersleri yer almıştır. Hukuk şubesinde de İslam hukuku yanında Fransız medeni kanunu, Roma hukuku ve Milletlerarası Hukuk dersleri bulunmaktadır. Darülfünunda okutulacak kitapları Batı dillerinden tercüme ettirmek için hemen göreve başlayan bir tercüme heyeti oluşturulmuştur.
(Takvim·i Velcayi’, sy 1144)
Darülfünunda dersler 1872-1873 öğretim yılına kadar kesintisiz devam etmiştir. Bu müesseseden mezun talebe bulunup bulunmadığı Darülfünun-ı Osmaninin niçin ve nasıl kapatıldığı hakkında ise konunun uzmanlarına araştırmaları için fırsat çıkmıştır.
Osmanlı Devleti’nde 1875’te dönemin Maarif Nazırı, hazineye yük olmamak şartıyla yeni bir Darülfünun-ı Sultani kurmaya karar vermiştir. Bu yeni kurum ilk açıldığında Hukuk ve Fen Mektebi yerine, Mühendisin-i Mülkiyye mekteplerinden (sivil mühendislik okulları) meydana gelmiş; daha sonra Hukuk, Fen ve Edebiyat yüksek mekteplerinden oluşmuştur. Üçüne birden “mekatib-i aliye” (Yüksek Okul) denilmiştir. Mühendisin-i Mülkiyye Mektebi ‘nin adı birinci öğretim yılı sonunda Turuk u Maabir Mektebi (Sivil Mühendislik Okulu) olarak değiştirilmiştir.
1876 yılında üçüncü öğretim yılının başlarında Hukuk Mektebi, Turuk u Maabir Mektebi (Turuk ve Maâbir Mektebi; Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk sivil mühendislik okuludur.) ve Edebiyat Mektebi nizamnameleri Düsturu (tüzük) yayımlanarak temkinli ve gösterişsiz bir şekilde yürürlüğe girmiştir.
ÜNİVERSİTE MEZUNLARI VE İSTİHDAM ALANLARI
1874-1875 öğretim yılında Hukuk Mektebi’nde yirmi bir, Turuk u Maabir Mektebi’nde yirmi altı talebe derslere devam etmiş, yıl sonunda imtihanlara katılarak başarılı olmuştur. Hukuk Mektebi’nde okutulan dersler arasında İslam Hukuku, Roma Hukuku ve Ticaret Hukuku ağırlıktadır.
Darülfünun-ı Sultani’de dört yıllık öğretim süresi sonunda bir tez hazırlayıp başarıyla savunan talebeler “doktor” unvanıyla mezun olmakta ve ihtisaslarına göre ya Adliye Nezareti’nde veya Nafia Nezareti’nde (Adalet veya Bayındırlık Bakanlığı) istihdam edilmektedir.
Tez hazırlayamayanlar ise doktoradan daha kolay bir imtihana tabi tutularak ve bunlardan Hukuk Mektebi mezunları dava vekilliği, Turuk u Maabir Mektebi mezunları kondüktörlük, Edebiyat Mektebi mezunları da öğretmenlik yapmaktadır. Darülfünun-ı Sultani’de devletin o günkü ihtiyacına göre ihtisaslaşmada doğru bir yöneliş görülmektedir.
Darülfünun-ı Sultani ilk mezunlarını 1879-1880 öğretim yılında vermiş, gayri müslim talebelerin büyük çoğunluğu burslu olarak okumuştur.
Osmanlı hukuk ve mühendislik öğretimi XX. yüzyılın başına kadar Mekteb-i Hukuk ve Mekteb-i Mülkiyye (Siyasal Bilgiler Fakültesi) ile Mühendis Mektebi’nde müstakil olarak devam etmiştir.
229
2 yorum
Vallahi ne oldu bize???? devlet başarılı insanların elinden tutar sevgi şevkat iylik okul okuması gereken talebeleri okuturdu.evi yanan evine .evi olmayana emlâk bankası yardım edere. Siyaset ile değil Türkiye’nin vatandaşları olduğu için…sahi ya. Ne oldu bize. !!!
Haklısınız, zararın neresinden dönülürse kadır. Bu nesil ve ülke bizimdir. Hep birlikte kalıcı çözümde birleşmeliyiz.