Toplumların çerçeve ana ilkeleri vardır…
Bunlar genellikle, Özgürlük, Eşitlik ve Adalettir.
Özgürlük, eşitlik ve adalet ancak ve ancak Cumhuriyet rejimlerinde gerçekleşebilir.
Cumhuriyet, özgürlük ve eşitlik için en önemli bir kazanımdır.
Bunun için Anayasanın 1.maddeside, “Türkiye Devleti bir CUMHURİYETTİR” denilmiştir.
Devlet, bir zümrenin ve aşiretin malı değildir.
Her vatandaş, Cumhurun başı olmaya adaydır.
Hiç bir zümreye veya aileye imtiyaz tanınamaz.
CUMHURİYET kazanımı asla feda edilemez.
Yönetimde yetki halktan alınır.
Yetkisiz bir yönetim hukuki değildir.
Yetki de demokratik bir seçimle halktan alınır.
Halkın vicdanı, hakkın vicdanıdır.
Halkın kararı, hakkın kararıdır.
Anayasanın 2. maddesi bunun için Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir Cumhuriyettir.
Kavramlara takılmayalım.
Kavram dövüşüne imkan vermeyelim.
Yönetimin çatısına, ister Medine Sözleşmesi denilsin, ister adil ve hakça bir düzen denilsin, isterse de laik düzen denilsin, bu çatı kavram, her tür vatandaşın yaşayabileceği bir şemsiye kavram olmalıdır.
Bu çatı, herkes için bir sığınak ve barınak olmalıdır.
Herhangi bir kesimin veya zümrenin bir diğerine tahakkümü söz konusu olmamalıdır.
Kurumlar, bunun için tarih boyunca herkesi kuşatan bir çatı olmuşlardır.
Nakıs bir devletten kamil bir devlete terakki sağlanmıştır.
Peygamberin kurduğu site devletinin temeli bu adalet ve eşitlik temeline dayanmıştır.
Kâmil bir devletin temelleri atılmıştır.
Adalet ve eşitlik ancak ve ancak bu üst çerçeve çatılarla kurulmuştur.
Bu çatı altında vatandaşlar, Müslüman olur, Yahudi olur, Hristiyan olur, ateist olur, olurda olur.
Desene kurumlar tarafsız (laik), insanlar taraflı (inançlı) olabilir.
Bu birlikte yaşama projesi insanlıkla yaşıttır.
Kavramların içini kim ve nasıl doldurduğu çok önemlidir.
Bütün problem, bu kavramların içinin doldurulmasında yatmaktadır.
Kavramlar, süngerler gibidir.
Konulduğu suyu içine çektiği gibi..
Kavram dövüşleri her daim zaman kaybımız olmuştur.
Bunun için anayasaların değiştirilemez ilkeleri vardır.
Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesi çok önemlidir.
Bunun için “TÜRKİYE CUMHURRİYETİ DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR” denilmiştir.
Desene çatı kavramlar her vatandaşın sığınağı ve barınağı olmalıdır.
Sosyal barış ancak ve ancak böyle kurulabilir.
Bu kazanımlar, insanlığın kazanımlarıdır.
Cehaletle mücadele bir insanlık mücadelesidir.
Peygamberlerin asli görevleri bu cehaletle mücadeleler olmuştur.
Bu çatı kavramlar altında, her insan inandığı gibi yaşama hakkına sahiptir.
İnsanlar, kamu düzenini bozamamak kaydıyla özgürdürler.
İnsan hakkını ihlal etmemek kaydıyla özgür olmalıdırlar.
Bunun için önce zihinsel gusül abdesti almalıyız.
Sonra toplumsal yaşam birlikteliğini iyi anlamalıyız.
Cennet ve Cehennemin varlığı, Ahirete inananlar için anlamlıdır.
Kavramların içi yanlış doldurularak inananlara zulüm kabul edilemez.
Sosyal barış bozulamaz.
Desene her insan inandığı şekilde yaşama hakkına sahiptir.
Her insanın yaşama hakkı da kutsaldır.
SAYGILARIMLA.