Tıp okumak ve doktor olmak…
Kolay mı? Çok zor. Hele istemeden, aile isteği ile, çevrenizden özendirilerek veya iş garantisi var diye seçtirildiyseniz hiç değil.
Meslekte 21 yıl geride kalmış, mezun olalı 21 yılı geride bırakmışım. Bugünümde geriye bakıp “İyi ki doktor olmuşum” diyor olsam da geçmişteki isyanlarım çoktu. Eski defterleri karıştırırken tıp fakültesi son sınıfta yazdığım bir şiirime rastladım da ne kadar karamsarmışım dedim şiiri okurken. Tıp okumak zordu çünkü öğrenilmesi gereken yığınla bilgi arasında boğuluyordum. Son senemde tıpta uzmanlık sınavına hazırlanmaya çalışırken bir yandan da aslında hiçbir şey bilmiyor hissiyatı ile nasıl doktorluk yapacağım korkusu içerisindeydim. Çalışıyordum, kitapları tekrar tekrar okuyordum, ama sanki hiçbir bilgi kafamda yer etmiyor, uçup gidiyordu.
Yıllar sonra öğrenciliğimdeki defterlerimi elime alıp bakınca dehşete kapıldım. Ne çok bilgi yüklenmişim o zamanlar, hepsi uçup gitmiş. O bilgileri öğrendiğimi dahi hatırlamıyorum. En ince ayrıntısına kadar tüm konuların anlatılması ve benimde en ince ayrıntısına kadar öğrenme zorunluluğu olduğu algısı ile her şeyi zihnime kazıma savaşı içerisinde olmam, ama şimdi geçmişe bakıp o bilgilerin anlatıldığına dair en ufak bir anımın bile olmaması ne acı…
Eğitim nasıl olmalı? Bir doktor mezun olduğunda neyi ne kadar bilmeli? TUS sınavı için mi çalışmalı, yoksa iyi bir doktor olmak için mi? İyi bir doktor olmak için çalışmanın TUS sınavını da kazanabilmeyi sağlaması gerekmez mi? Hasta karşımıza geldiğinde onun şikayetleri kadar içinde bulunduğu sosyal ve kültürel ortamı da anlayarak tedavi planımızı çizmemiz gerektiğini anlamak için hasta ile baş başa mı kalmalıyız? Etik ve psikoloji derslerinin ne kadar önemli olduğunu meslekte on yılımı doldurduktan sonra kavradım.
Eğitim nasıl olmalı, neleri içermeli, hangi konular mutlaka işlenmeli? Bunlar günümüzde daha iyi sorgulanıyor ve bu konuda kılavuzlar geliştiriliyor. Ama ne kadar uygulanıyor, kontrolü sağlanıyor mu? Gencecik, öğrenme azmi ile karşımıza gelen öğrencilerin beynine doldurduğumuz bilgiler onun azmini kırmadan sindirebileceği şekilde nasıl anlatılabilir? Bir soruyu sorduğumuzda bilgiyi direk bilmesindense çıkarım yaparak, ilgili kaynaklara bakarak sonuca ulaşabileceği şekilde eğitilmesi mi doğrusu?
Buraya yirmi yıldan daha önce yazmış olduğum şiiri yazmadan önce bu satırları yazmak istedim. Öğrenmek hiçbir zaman bitmez, bitmesin de. Kolaylıkla öğrenelim dileğimle.
Selam çaktım
Denizin ortasında ben
Boğulur muyum bilmem?
Bir el uzatan yok mu?
Ya da uzanan ellere tutunan
Bilinmez ki hangi dereler
Usul usul akıyor denize
Ve o derelerden husule gelen
Karmakarışık denizde ben
Selam çaktım dalgalara
Üzerime geldi biri
Boğdu beni sularında
Bense ona selamı
Yıkanma umudu ile çakmıştım
İnsan işte yanılıyor böyle
Azgın sularla boğuşurken
Kapılıyor onlardan birine
Ve selam çakıyor en belalısına
Ve azgın suların ortasında ben