Ramazan ayının girmesi ile birlikte başlayan iftar telaşesinde Sezin yemek hazırlamaya çalışıyordu. Eve geleli henüz 15 dakika olmuştu. Marketten aldığı poşetleri yerleştirmesi bittikten sonra mutfak masasındaki dağınıklığı toparlayıp kirli bulaşıkları …
Doç.Dr. Saliha Eroğlu Demir
Doç.Dr. Saliha Eroğlu Demir
1978 yılında Trabzon'da doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi Trabzon’da tamamladıktan sonra 1994 yılınca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde eğitime başladım. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldum. 2001 yılında Rize Derepazarı sağlık ocağında pratisyen hekim olarak görev yaptım. 2002-2005 yılları arasında Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon kliniğinde Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği’nde asistan doktor olarak görev yaptım. 2006 yılında Tunceli devlet hastanesinde uzman doktor olarak görev yaptım. 2007 yılında Sağlık Bakanlığı onaylı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde Akupunktur Eğitimi aldım. 2008-2010 yılları arasında Başakşehir Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği’nde görev yaptım. 2010-2016 yılları arasında Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nda görev yaptım. 2016 -2022 yılları arasında Rumeli Hastanesi'nde mesleğime devam ettim. Acıbadem hastanesinde 2022 yılında görev yaptım. 2023 yılından beri özel muayenehanemde hasta kabul etmekteyim. Fizik tedavinin yanısıra tamamlayıcı tıp uygulamaları (Ozon, Cupping, nöral terapi, akupunktur, proloterapi, kök hücre tedavileri, fonksiyonel/bütüncül tıp yaklaşımı ve Hirudoterapi) ve yoga eğitimlerine devam ettim. Yoga eğitmeniyim. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik AD Doktora öğrencisiyim. Evli ve 2 çocuk annesiyim.
-
-
Ayın Konusu: Sağlık Sistemimizin DeğerlendirilmesiTıp
Meslekte 25. Yıla Doğru Sağlık Sistemine Dair
Doç.Dr. Saliha Eroğlu Demir 227 görüntülenmeMesleğin ilk yıllarında sadece bilgi yüklenmiş, o bilgiyi direk uygulaması gerektiğini düşünen bir zihinle, henüz sosyal algısı gelişmemiş bir doktor olarak mezun olmuştum. Aslında sözel bölüm okumalıydım sanırım, ezberci bir …
-
Hediye edilen minik bir orkidem vardı. Mutfak camımı süslüyordu. Orkidelerin direk güneş almaktan hoşlanmadığını öğrenince minik saksıma gün ışığını dolaylı olarak alacağı bir yer seçmiştim. İç mutfak penceremde balkondan gelen …
-
Bahar Devamlı karşıma çıkan bir youtube reklamı “Hikayelere ihtiyacımız var. “ diyor. Katılıyorum. Hikayelerle kendimizi tanıyoruz, anlıyoruz, bilinçaltımızın farkına varıyoruz. Parasız terapi. Direk öğüt vermek etki etmezken, hikaye ile anlatımlar hedefe …
-
Herkesin çocukluğunda düşünü kurduğu pek çok hayali vardır. En çok neleri hayal ederiz? Çoğunlukla sahip olamadıklarımız düşlerimizi süsler. Mesela ben hep bale yaptığımı hayal ederdim, devamlı sahnede başrolde en çetrefilli …
-
Gözlüğünden gördüğüne mi kanarsın?Doğrusu gördüğün mü, sorgular mısın?Renklerin farklı açılarda değişimine aşinaykenOlayların da farklı açıları olduğunu hatırlar mısın? Sana ekşi, bana umamiBir başkasında acı tatlar bırakırBirlikte yaşanılan anılar Daha çok …
-
Hasret bitmez sanırsın arkada kalanlaraÖzlemini yaşamaya hazırsındır bir ömür“Hayır getirsin.” sözü hep dilde Yaradan’aLakin isyan da bitmez, “Neden?” suali büyür Hayat dediğin ne kadar sürer, kimse bilmezHep gelecek hayaliyle sabredersin …
-
Sonra dedim ki;Hüznümü azaltacağınaÇoğaltıyorsun be hayatTam iyiyim derkenYıkılıyorum yenidenDüşünüyorum canları Duvar üstüne yıkılmışElleri uzanmış önünePusunun içine çekilmişHayatların renkleri solmuşEşik yok, ışık sönmüşMahsur kalmışlar karanlıkta Yer dar, kapı pencere yokNefes soğuk …
-
Bir anlığına uyanmıştınBana “Beni dinle.” diyen bakışınlaNe yapacağımı bilemedimTecrübesizdimDaha önce hiç ölmekte olan biri ile göz göze gelmemiştimKorktum sanırımBana söyleyeceklerinden de,Seni dinlemekten de korktum Yoğun bakım yatağında uyutulurkenBen yanına geldiğimde …
-
Küçükken ara bir sokağın yokuşundan aşağıya inip arabaların vızır vızır geçtiği otoyolda okula yürürdüm. İlkokuluma ulaşmak için yirmi dakikalık bir yürüyüş gerekliydi. Kalabalık bir yürüyüş olurdu. Ablam, abim ve o …