Yaşlı bireylerde fonksiyonel kayıplar bir yaralanma, yeni bir tıbbi durumun gelişmesi veya mevcut bir kronik tıbbi durumun kötüleşmesi sonucu ortaya çıkabilir. Fonksiyonel kayıplar aynı zamanda yaş alma ile dereceli olarak da meydana gelir. Uzun dönemli bakımda (düzenlemelerde) bireyin günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmesi; çok fazla destekleyici veya uygun olmayan desteklerin varlığında yaşlının bağımlılığını arttırabilir.
Günlük yaşam aktivitelerinin geliştirilmesi; fonksiyonel azalmanın stabilize edilmesi veya düzeltilmesi anlamına gelir. Uygun aktivite desteğini sağlamak; yaşlıda optimal fonksiyonun sağlanması ve sürdürülmesinde klinik yarar da oluşturur. Bu durum çok bileşenli fizyoterapi olarak yorumlanır ve restoratif bakım olarak kabul edilebilir. Amaçları temel olarak aşağıdaki gibidir:
-Optimal mobilitenin teşvik edilmesi
-Kassal kuvvet ve koordinasyonun arttırılması ve/veya sürdürülmesi
-Motor becerilerin geliştirilmesi
-Kontraktürlerin önlenmesi
-Bası yaralarının önlenmesi
-Üriner fonksiyonun etkinleştirilmesi
-Sosyal aktivitenin arttırılması
-İletişimin geliştirilmesi
-Fonksiyonel bağımsızlığın sağlanması
Restoratif bakımın biopsikososyal yararları açıktır, fiziksel olarak fonksiyon içinde gelişme, kassal açıdan kuvvetlenme (sarkopeni karşıtı) ve kalp-akciğer sisteminin kapasitesini “yaş ve hastalıkları/ tıbbi durumunun izin verdiği ölçüde” arttırması mutlaktır.
Nasıl ve ne zaman restoratif yaklaşımın uygulanacağı; ilk kez başlanması halinde içeriğin yaşlının düzenlemelere yanıtına göre dereceli olarak gün / haftalar itibari ile arttırarak ve/veya halen izlenen bir yaşlı ise değişimlere göre gerekli revizyonlar yapılarak planlanabilir.
Örneğin 1.Hafta ve ilk kez egzersiz programı verilecek yaşlıya yaklaşımda;
– Gerçekleştirilebilir amaçlar koymak
-Yaşlının yeterliliklerine (yapamadıklarına değil) odaklanmak
-Yaşlıyı duyguları, düşünceleri, fiziksel kondisyonu ile değerlendirmek, yaşlının öz imaj ve özgüvenini geliştirmek
-Yaşlının aktivite, mobilite ve fonksiyonel bağımsızlığını teşvik etmek, kas kuvvet ve dengesini arttırmak, üriner fonksiyonları iyileştirmek, eklem limitasyonları ve bası yaralarından korumak, diğer bireylerle sosyalleşmesini teşvik ederek depresyonunu azaltmak öncelenebilir.
Bu amaçlarla yaşlının egzersiz ve aktiviteleri güne yayılarak; banyo yapma, giyinme, odalar arası ve/veya koridorda kendi hızında yürüme, egzersiz sırasında matematiksel ve sözel uyarılarla ikili işler sırasında beynin çalışmasının etkinleştirilmesi içerikli gerçekleştirilebilir.
Yaşlılarda demans, kanser, gastrointestinal problemler, kalp-dolaşım sistemi kronik hastalıkları, solunumsal etkilenimler, yutma bozuklukları vb geniş skalada ayrı ayrı veya bir arada da olabileceğinden, sağlık statüsünün gerektirdiği egzersiz reçetesi zorunludur.
İzlemlerin vital takipli olması, gerileme veya tıbbi değişikliklerde ilgili tıbbi disiplinlere yönlendirilmesi, örneğin artritik hastalarda muskuloskeletal yeterliliğin sınırlarında kalınması düşünülmelidir.
Refakat, hastanın ailesi ve bakım verenlerin iş birliği ve hastanın geri bildirimleri ve/veya beden dili ve yüz ifadesi takibi önemlidir. Yaşlılarda reçeteli ilaçların zamanında alınması, destek tedavilerin sürdürülmesi, sıvı dengesine dikkat edilmesi ve ölçülen vitallerde ilaç etki süreleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Evde idame eden yaşlılarda genel çerçeve günlük yaşamına uygun tasarlanabilirken, hospitalize edilen yaşlılarda öncelikli tedavileri ve endikasyona göre takipleri; bilinci kapalı olsa da yatak içi mobil tutulmaları ve egzersiz programını güne yayarak uygulamalıdır.
Yaşlıların bakımının çok disiplinli bir sağlık organizasyonu ile yakın takip ve uzmanları tarafından yapılması kırılgan gruplar olmaları, gecikmiş fizyolojik yanıtlar verebilmeleri ve özellikle ev ortamında yaşamsal ciddiyet oluşturabilecek yan etki olasılıkları ayrıca klinik açıdan önemlidir.