Akademik akıl platformu nedir?
Yazı yazma arzusu belki de bir çoğumuzun içinde vardır ancak bunu ne kadar yapabileceğimizi bilemeyiz. Düşündüklerimizi anlatabilmek konusunda başarılı olamayacağımız kaygısını kapılırız. Aslında bu platform bana böyle bir özgürlük verdi diyebilirim. Özellikle başka insanlarında merakını uyandırmayı başardıysam beni daha çok mutlu etti. Daha çok düşünmeye ve zihnimde tasarlamaya başladım, nasıl anlatabilsem diye. İçimde yıllardır belki okuduklarım üzerine, belki yaşadıklarım üzerine tarihe not düşme arzusu vardı, hatta bazen kısa küçük yazılar eskiden yazmıştım. Yazdığım denemeleri bir yerlere koydum ama neredeler bilemiyorum. Bu koşuşturmacada da asla bulamam. Hatta bazılarımız işte tam da bu amaçla günlük tutarız, daha çok orta okul veya lise yıllarında böyle denemeleri olanlarda vardır. Belki bir gün onları açarız diye ama çoğumuz belki de unuturuz onları. Bir gün bir yerlerde yıllar sonra buluruz. Ya da çocuklarımız veya torunlarımız bulur. Entelektüel düzeyi yüksek toplumlar böyle alışkanlıkları yüzyıllar önce oluşturmuşlar. Türk toplumu biraz geç kaldı ama hiç bir şey için geç sayılmaz. Alışkanlık diyorum çünkü son 300 yılda başarılı olmuş bir çok yazar batı toplumundan çıkmış. Çünkü okumaya çocukken başlıyorlar ve çok okuyorlar, her şeyi okuyorlar, bu öyle bir merak artırıyor ki, okumak yeme içme gibi yaşamlarının bir parçası oluyor ve bir yandan da yazmaya çalışıyorlar, düzenli günlükler denemeler hikayeler yazıyorlar. Aralarında bir kısmı çok başarılı oluyor. Ne kadar çok merak eden olursa o kadar çok da yazmaya teşvik oluyorlar. Bence okuyan arttıkça yazar da daha çok yazmak, içini dökmek istiyor.
Aslında insanoğlu tarihinin başlangıcından beri hatırlanma arzusu ile veya gelecek nesillere aktarılmak üzere yazının icadından önce resmedilen çizimler tasvirlerle, yazının icadı sonrası oluşturdukları harflerle veya simgelerle bir şeyler yazdı. Önce taşlar üzerine sonra tabletlere sonra kil tabletlere, papirüse ve sonunda kağıda yazmaya başladık. Teknolojik devrim sonrası da dijital dünya üzerinde sanal aleme yazıyoruz. Önemli olan aslında başka insanlara ulaşabilmek. Giderek dünyamızı kuşatan sosyal medyanın akan verilerine, hızla tüketilen fotoğraf görsellerine, videolarına karşı bir fikri ya da bir bilgiyi doğru şekilde yazarak aktarmak savunmak gerçekten çok zor. Zor diyorum çünkü insanların sadece görsel görüntüleri izlemek istemesi onlara bakarak uzun saatler geçirmesi, adeta uyuşturulmasına neden olurken, bir metni dikkatlice okuyabilmesi okumaya hiç alışmayan bir beyin için gerçekten çok zor. Sosyal medya beyinlerimizi giderek daha çok uyuşturuyor ve farkına varmadan daha çok bağımlısı oluyoruz. Her geçen gün onun yüzünden kazalarda ölen insanlar dahi olmakta. Hatta sosyal medya bağımlılığı şeklinde adlandırılan bir hastalıkta artık var. Bu merakımızı başka yönlere özellikle kitaplara veya yine sanal alemdeki değerli yazılanları okumaya kaydırmamız artık gerekli. Yoksa giderek cahilleşen ve sadece duyduklarına inanan bir toplum olacağız veya oluyoruz. Sadece gösterilene sadece anlatılana inanan bir toplumun sonu bence hiç parlak olmayacak. Merak etmeli ve kendimiz farklı kaynaklardan mutlaka okumalıyız. Aklımızı kullanmalıyız. Ama hiç düşünmüyoruz, hazır verileni yemek gibi hazır görüntüleri seyre devam ediyoruz. İşte bu platform, gerçek bilgiyi bilimle yoğrulmuş zihinlerden öğrenmek isteyenler için bir kaynak. Ya da bu amaçla çizgisini korumalıdır.
Bizlere bu özgürlüğü sağladığı için Akademik Akıl platformuna teşekkür ediyorum. Benim gözümden Akademik Akıl platformu dünyaya insanlarımıza açılan bir kapı. Söz uçar, yazı kalır. İyi yazılmışsa başka zihinlerde en azından ufak bir tesiri olur. Fotoğrafların altına “like” atmak, yorum yazmaktan çok daha özgün ve faydalı. Daha çok insanımızın bu yazılanları merak etmesi ve okuması dileğiyle. Umutlarla girdiğimiz yeni yılın kolayca eskimemesi ve yurduma güzellikler getirmesi dileğiyle, 2024 hepimize hayırlı uğurlu olsun.