Kültür “gelenekçi” bir statik anlayışa dayanıyorsa gelişme adına sorunludur ve sorundur.
Kültür “felsefe” kökenli bir nitelik taşıyorsa, dinamik bir sürecin bileşenlerini oluşturur.
Kültür statik/gelenekçi yaklaşımıyla dinin, bilimin ve sanatın gelişmesini engelleyen parametreler üretir. Dinin, bilimin ve sanatın evrenselliğini millileştirir ve toplumsal gelişmelerin çelişkilerini çözümsüzlüğe mahkum eder.
Kültür, dinamik yaklaşımıyla toplumu geliştiriyorsa, kökeninde bilim felsefesi, sanat felsefesi ve din felsefesinin evrensel dinamikleri var demektir.
Sorun, üniversitede bu ayırımın yeterince yapılamayışından kaynaklanıyor.
Üniversite evrensel bir platformdur. Hangi coğrafyada kurulmuş olursa olsun.
Bilim, üretmeyi içselleştirmiştir. Bilim evrensel bir değerdir. Kültür milli bir değerdir. Toplumun kültürünü üniversiteye sokarsanız üniversiteyi millileştirirsiniz.
Üniversitede bilim kendi kavramlarını, sanat kendi kavramlarını, din kendi kavramlarını üreterek tanımlar.
Böylece evrensel değer olan bilim, sanat ve dinin hazırlayacakları alt yapıda, evrensel kavramlarla düşünebilecek insanların dinamik yapılanmalarıyla, üretme fonksiyonlarını gerçekleştirebilecekler ve evrensel medeniyete katkı sunabileceklerdir.
Sorunlara çözüm üretmek için, disiplinleri bir araya getirerek her disiplinin soruna çözüm önermesi, multidisipliner çalışmanın fonksiyonunu yansıtmaktadır. Bu, öğrenme kapsamında değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Disiplinlerin soruna katkısı edilgendir. Oysa eğitim, “etken” olma durumuyla ilgilidir ve “özgün” düşüncelerin sorunu çözme sürecine katılıp bileşen olarak bütünleşme işlevidir.
Bu eğitim süreci “yaparak öğrenmek, yaptırarak öğretmek” yönteminin ete kemiğe bürünmüş halidir. Bu yaklaşım interdisipliner yaklaşım olarak algılanmalıdır.
Örneklendirirsek, biyolojik dokuyu oluşturan hücrelerin bir araya gelerek oluşturdukları yapılanma, multidisipliner; tek hücrenin kapsül, sitoplazma ve çekirdekten oluşan bileşenlerinin bütünsel işleyişe verdikleri katkı, interdisipliner işlev olarak düşünülebilir.
Hücre içi bileşenlerin bütünsel işleyişi (interdisipliner), multidisipliner yapılanmanın altyapısı ve “olmazsa olmazı” olduğu bilinmelidir.
Çağımızda üniversite birimlerinin interdisipliner eğitim sürecini içselleştirerek yeni bir yapılanmaya evrilmeleri, Doğal Dünya Düzeni’nin bir gereği olarak çağın insanına mesaj veriyor.
Yolumuz Aydınlık Olsun…
Not: Transdisipliner eğitim başka bir yazının konusu.