Tarihten bugüne kadar hakkın veya gücün hakimiyeti hep tartışıla gelmiştir.
Hakkı üstün tutan veya gücü üstün tutan sistemler veya devletler hep söylene gelmiştir.
Bu ilkenin form şekli ” *hak gelince batıl zail olur”* ilkesidir.
Oysa hakkın hakimiyeti için yüreklerin aynı noktada atması gerekmektedir.
Tevhit ruhunun hakimiyeti için de uluhiyetten, rububiyete ve ubudiyete teslim olmak gerekmektedir.
Bugün üretilen guruplar ve devletler, adeta iktisadi ve hukuki güç elde etme yoluna sapmışlardır.
Bu amaçları için dini de kendi gruplarına veya devletlerine alet etmişlerdir.
Bu anlayışla Kudüste düşer, Mekke de düşer, vatan da düşer.
Bütün insanlık olarak cehennemde yaşarız.
Bir milletin ayağa kalkmasının tek ilacı hukuku üstün tutan, hak etrafında kenetleşen, özgür bireylerin yüreğinde kurduklar tevhiddir.
Bugün sözüm ona parçalanmış ve bölünmüş, herkesin kendi devletini kurduğu, alt kimliklerin dağıtıldığı, bunların da kendileri için les aradığı gurupcuklar, Batılı düşmanların zevkle izlediği, *başardık dediği* konuma yükselmişlerdir.
Gayesini unutmuş, dünyalık pesinde koşan ve hakkın emrinde olduğunu iddia eden, sözüm ona kendini ehlisünnet gören, ehlisünnet tekelciliği yapan zavallılar bulunmaktadır.
Ehlisünnet sûra ile icmanın birlikteliğinde yol alan, gelecek nesle şahit ümmetlerdir.
Ehlisünnet ortak aklın ve kollektif şuurun icrasının ifasıdır, EY MÜSLÜMANLAR.!
Farklı içtihatları din dışı sayan, Allah adına ahkâm kesen, Allah’la aldatan, hukuk alanlarındaki içtihatları din sayan, kendi yalanlarını Kuran ve Peygambere isnat eden, kendi akıl çapını mutlak doğru gören, başkasının kafasıyla dolaşan, dinin önünde kütük olan, babalarımızı ve atalarımızı biz bu yolda gördük diyen, milletin geleceğinin önünü tıkayan, bakışı bulanık anlayışlardır.
Desene müşriklik ve münafıklık gibi müzmin salgın hastalık kaplamış her yanımızı güneşi göremiyoruz.
Gelenek rüzgarını arkasına alıp bir nesli perişan eden, Batılı siyonistlerin sinsi tuzaklarına alet olan, zeka fukarası yaklaşımlardır.
Ne zamandan beri Müslümanlar kapitalizmin selamını alıp yurdunda ve yüreğinde ikamet ettirdi bilemiyorum.
Desene o günden beri yozlaşma / dejenerasyon başlamıştır.
Bugün dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarını yenemezler bilesiniz.
Rabbim bu milleti bunların şerlerinden korusun.
Ehlisünnet yolunun ilkelerinin anlaşılması diliyorum.
Ehlisünnet rayının makas değişiminin fark edilmesini diliyorum.
Bu tahribat sayesinde bugün mustazafların uzaklara bakışını görüyorum.
Bir kase su verin diye feryat eden yürekleri acısını duyuyorum.
Hz.İbrahimin evlatlarının orantısız güçle, mahkum edilmiş bir milletin katledilişini dünyanın seyrettiğine görüyorum.
Neredesin Ey Adalet…! Neredesin Ey İnsanlık…! Neredesin Ey Dünya…! diyorum.
Hani İnsan Haklarınız…! Hani Kadın ve Çocuk Haklarınız…! Hani Kutsal Değerleriniz…! Hepsi yalanmış meğer…!
Ey sağ duyulu İbrahimin Evlatları Yahudiler…! Bu feryatları duymuyor musunuz?
Sizleri de ateşe atan dininizi alaya alan bu icraatları görmüyor musunuz?
Vicdanınız varsa Hz. Musa Peygambere iman ediniz.
Hz. Musa bu hali görse yüzünüze bakar sanıyorsunuz?
Hz. İbrahimi tekrar ateşe mi atıyorsunuz EY YAHUDİLER.
Hz. İbrahim ateşe atılırken ne demişti biliyorsunuz. “ Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.”
Hz. İbrahimin bedduasını almıyınız.
Hz. İsa Peygambere iman eden EY HRİSTİYANLAR…!
Hz. İsa bu zülme görse sizi kiliseye alır mıydı sanıyorsunuz ?
Ey Hristiyanlar bu Filistin zulmüne desteğinizle Hz. İsa’yı tekrar çarmıha mı germek istiyorsunuz?
Hz. Musa ve Hz. İsa’ya isyan eden, gücü tanrılaştıran bu mazlum ve mustazafların uğradığı zulme karşı ne zaman ses vereceksiniz?
Câmi, Kilise ve Havra bizim kültürümüzün bir parçası olmadı mı?
Dinler arasında bu uçurumu ve zülmü ne zaman ürettiniz?
Desene hayatta ne dinler kalmış ne de hukuk sanki…!
Hayatta tek şey varmış o da güç ve kuvvetmiş sanki…!
Desene insanlık ölmüş…! Fatiha mı okuyalım bilemiyorum…!
Vicdanlı devletlerin ve milletlerin sesini duymak istiyoruz…!
*Dinlerin ve İslam’ın ortak sesi olan HAK GELİNCE BATIL ZAİL* Olsun artık.
Selam olsun hakka sahip çıkanlara…!
Selam olsun hakka divan kuranlara…!
Selam olsun divanında duranlara…!
Selam olsun bütün dinlerin mabedi Mescidü’l-Aksaya…!
Mabedinin divanında dua edenlere selam olsun!
Bugün Hz. İbrahimin evladı İsmaili kurban mı ediyorsunuz?
Ey Hz. Musa’nım ümmeti bu zülme sesinizi yükseltin.
Hz. Yakubun evladı Yusuf’u kuyuya attılar da ne oldu?
Ey İnsanlık bir kez daha düşününüz! Ne zamandan beri dinler zülüm aracı oldu.
Nasıl bakarız Hz. Musa’nın, Hz. İsan’nın ve Hz. Muhammed’in yüzüne. Heyhat…!
Yeryüzünde Allah’ın tek bir dini vardır, o da İSLAM’dır.
Haniflik Hz. İbrahimin Tevhid dinidir ki Hz. Muhammed Hanifliği sürdürdü ve tevhid mücadelesi vermedi mi?
Hepimiz İslam’ın emrine uymalıyız. Yoksa nasıl Allah’a hesap veririz. Allah’ın yüzüne bakarız. Ey Din Mensupları…! Yoksa Allah’a ve Peygamberlerine inanmıyor muyuz?
Bu mazlum filistin halkı sizleri Allah’a ve Peygamberlerine şikayet etmeyecek mi sanıyor sunuz?
Yoksa dinleri çıkarlarınız için alet mi ediyorsunuz?
Neredesin… Ey Adalet…Neredesin Ey Musa (as)…Neredesin Ey İsa (as) Neredesin Ey Muhammed (as)..!
Yetimler, mazlumlar, muztazaflar uzaklara bakar oldular.
Uzakların depremi şidditli olacağa benziyor.
Hiçbir din mensubu bu Filistin zülmüne razı olamaz.
Dinlerin emirlerinden bi haber bu gözü dönmüş devlet idarecilerilerinin yaptığı bu katliamlar asla dinlerce kabul edilemez.
Artık İnsanlık adına hakka ve hukuka sahip çıkan gür ve güçlü bir ses duymak istiyoruz…! Neredesin Ey _İNSANLIK..! Zülüm sopasının adına adalet mi koydular. Batılı hak, hakkı batıl mı yaptılar. Desene Dinleri ve Peygamberleri hep katlettiler, ateşlere attılar, çarmıha gerdiler, menfaat ve gelir aracı yaptılar. Saygılarımla.