Hayır, hayır yanılıyorsunuz. Ben, bazı nörologların bile, hakları olmadığı hâlde, mutlak ameliyat endikasyonu koyarak hastalarını emrivaki ile beyin cerrahlarına şutlama gayretleri içine girdiği günümüzde, Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda nöroşirürji gibi tıbbın en ağır ve zor branşlarının, nitelikli ve özellikli hekimlerce az tercih edildiğinden ya da edileceğinden ve bu sebeple de bu tür uzmanlık alanlarına ihtiyaç duyan hastaların maruz kalacakları ciddi problemlerden bahsetmeyeceğim. Zira aklıselim sahibi olanlar, yaşanan ve yaşatılan bunca zulüm ve işkenceden sonra istikbalin neler getireceğini ve makus talihini, gayet iyi tahmin ediyor olmalılar!
Önümüzdeki yaklaşık elli yılda, “Platin Çağ” ismiyle adlandırabileceğimiz bir merhaleye yaklaşırken, gelişen bilim ve teknolojinin hayatımızın ve dolayısıyla da tıbbın her sahasında birçok kolaylaştırıcı(!) değişikliklere sebep olacağı aşikârdır. Ben burada, tıbbın psikiyatri, cerrahi ve nöroloji branşlarının muhteşem bir kompozisyonu olan “nöroşirürji’yi (beyin, omurilik ve sinir cerrahisi)” ilgilendiren muhtemel gelişmelerin, yakın ilgim ve araştırma alanım olması hasebiyle, sadece serebrovasküler kısmı ile ilgili olanlardan kısmen bahsedeceğim.
Nanoteknolojik icatlar, askeri alanda ve uzayın keşfi amacıyla kullanılabileceği gibi, sağlık ve biyomedikal sahalarında da, yeni kapılar açan genomiks, proteomiks, moleküler görüntüleme ve biyomühendisliğin işlerlik kazandığı veya kazanacağı aşikârdır. Holografik Bilgisayar Teknolojisi, günümüzün en gelişmiş bilgisayarlarını ilkel ve primitif duruma düşürecektir.
İlahi şifreler olduğuna inandığım matematik modellemeler ve süper bilgisayarlar ile anevrizma ve arteriyovenöz malformasyonların kesin belirlenmesi yapılıp, hastaya özgün “kristal kürecikler” kullanılarak, ölümcül vakalar önlenebilecektir. Oto navigasyon ile tam donanımlı minyatürize “Home Robot” veya “Home Ambulanslar” ortalığı velveleye vermeden sessiz sedasız, en kısa sürede hastaya ulaşıp, teşhis koyarak tedaviyi başlatabilecektir.
Mobil ameliyathanelerde robotlar, acilen ventrikülostomi, kraniyektomi yapabilecek, yol gösterici görüntüleme (image guide) yöntemleri yardımı ile beyin hematomlarını boşaltıp hayati önemi olan zamanı kazandırabilecektir.
Nanosubmarinler (nanodenizaltılar) femoral arterden girip, lezyonları tedavi edebilecektir. Kateter ve tel olmadan, nanomodüller beyin içinde yönlendirilebilecek, tümörler, anevrizmalar ve arteriyovenöz malformasyonlar için bile, endovasküler cerrahi ve biyolojik tedaviler uygulanabilecektir.
İntraoperatif ve postoperatif takip ve bakımda, nörovasküler girişimlerde, “nörorobot”lar daha etkin olabilecek ve biyokimyasal değişikliklere ve sapmalara bile anında müdahale edebilecektir. Ameliyat sonrası yoğun bakım ünitelerinde, gelişmiş nöromonitörizasyon ve problemi anında tespit edip gerekli kompanzasyonu sağlayan çok gelişmiş robotlar görev alabilecektir.
Radyocerrahi çok gelişmeler kaydederek, sahasında daha kesinlik kazanabilecektir. Radyocerrahi ile birlikte, biyolojik endovasküler sensörler kombine edilerek kullanılabilecektir.
Hastaya ve kişiye spesifik olan simülasyon teknolojisi ile nörovasküler cerrahların eğitimlerinde ve tecrübe kazanmalarında devrim mahiyetinde kolaylıklar, enfeksiyon riskinde düşüş, tedavi ve operasyonlarda kullanılacak aletlerin sayılarında azalma ve radyoterapide (şayet hâlâ tedavide geçerliliği varsa) kullanılan dozu asgariye indirme söz konusu olabilecektir. Tıbbi tedaviler, cerrahi ve girişimsel yöntemler, daha güvenli, daha basit ve daha kolay hâle gelebilecektir.
Belki de hâlen modern ve konvansiyonel tıbbın esasını teşkil eden, determinist, Newtonian, klasik parçacık fiziğinin yanında, Schrödinger denkleminin hüküm sürdüğü “tünelleme” yapan kuantum fiziği sayesinde her türlü bariyerin aşılabileceği ve “tedavisi yok veya inoperabl” kabul ettiğimiz birçok hastalıktan ya da illetten kurtulmak mümkün olabilecektir. İşte bu çağ, nöroşirürjide “Platin Çağ” olacaktır.
Çok mu bilimsel oldu bu makalemiz? Neyse, hadi yine bir rubaîmiz ile aşka yelken açalım. (İsmail Hakkı AYDIN; VUSLAT, Sevdalar Hicran Şimdi, Bakanlar Matbaası, 2002).
SEVDALAR HİCRAN ŞİMDİ
Sevginle hayat bulan gülşenler hazan şimdi.
Gönüllerde buğulu hatıran nihan şimdi.
Bilmem hangi meçhulde vuslatsız vedaların,
Yaşanmamış, efsunkar sevdalar hicran şimdi.