Tıp fakültesi öğrencilerini ilk öğrendiği Latince terimdir “primum non nocere”. “Önce, zarar verme” anlamında olduğunu öğrenir…
Prof. Dr. Adil Polat

Prof. Dr. Adil Polat
SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HAMİDİYE TIP FAKÜLTESİ
KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ABD
ÖĞRETİM ÜYESİ
Prof. Dr. Adil Polat 1975 yılında Denizli'de doğdu. 1999 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlığını 2005 yılında Koşuyolu Kalp Hastanesi'nden aldı. 2012 yılında doçent ve 2021 yılında profesör oldu. Halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı'nda öğretim üyesidir. Klinik pratiğini İstanbul Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde devam ettirmektedir. Prof. Dr. Adil Polat endovasküler cerrahi uygulamalar konusunda ileri düzey tecrübeye sahip olup birçok yurt içi ve yurt dışı workshop düzenlemiş, ulusal ve uluslararası seviyede eğitmen olarak görev yapmaktadır. Endovasküler cerrahi ve damar cerrahisi üzerine yazılmış önemli kitapların editörlüğünü ve yazarlığını yapmıştır. Bağcılar Eğitim ve ARaştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu kurucu başkanı ve Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği yönetim kurulu üyesidir. Kalp ve damar cerrahisi dışında, bilimsel araştırma, Ar-Ge, tıpta uzmanlık eğitimi üzerine yoğun olarak çalışmaktadır. Prof. Dr. Adil Polat evli ve iki çocuk babasıdır.
-
-
Cemil Meriç, Tevrat ve İncilleri insan medeniyetinin “kutup yıldızları” olarak tanımlar. Meriç, “medeni dünyanın bütün düşüncesi,…
-
Apollinaire, onun için yaşamış en özgür ruh demiştir. Yıllar önce ilk olarak elime geçen “Aşkın suçları”…
-
Ayın Konusu: Akademik Yayınlarda HakemlikTıp
Kupon Biriktirip Alınan Ansiklopedik Bilgi
Yazar: Prof. Dr. Adil PolatGünümüz araştırmacılarının en büyük konforlarından biri, ülkemizde uluslar arası endekslere giren dergi sayısının artmış olması.
-
“Akademik Akıl” sitesinin bu ayki konusu üzerinde sonsuz olasılıkları tartışabileceğimiz bir başlık olarak göründü bana. Cumhuriyet…
-
Ayın Konusu: Türkiye ve BilimSağlık Bilimleri
Bir On Lira Üstü Alabilir Miyim?
Yazar: Prof. Dr. Adil PolatYazar: Prof. Dr. Adil Polat 1.687 kez okundu.Selanik kenti, 11 Ekim 1910 yılında Türkiye’nin en önemli zihinlerinden birinin doğumuna sahne olmuştu. Yusuf Bey…
-
Ayın Konusu: Akademik Kültürde Kaybedilen DeğerlerTıp
Çok Şükür, Hiçbir Şey Kaybetmedik!
Yazar: Prof. Dr. Adil PolatAkademide neleri mi kaybettik? Hoşgörüyü kaybetmedik, çünkü müstesna durumlar dışında hiç hoşgörü olmadı. Özgür düşünceyi de kaybetmedik. Araştırma ruhunu, nezaketi, gelenekselleşmiş bir akademik düşünce disiplini veya benzer herhangi bir şeyi kaybetmedik. Çünkü Fatih Sultan Mehmet veya Atatürk gibi müstesna önderler dışında hiçbir zaman özgür bir akademiye ihtiyaç duymadık. Sorgulanmayı değil onaylanmayı istedik. Başhekim olup anestezi dinlenme odasını basan bir anestezist gibi kendimizi her dediği muteber kişilerden saydık. Dediklerimize kendimiz bile inanmıyorken araştırmak yerine emir vermeyi sevdik.
Hepimiz rahat olabiliriz. Akademik kültürde hiçbir şey kaybetmedik! -
Ayın Konusu: Adaletin ÜstünlüğüTıp
Kafasına Sık, Kafasına!
Yazar: Prof. Dr. Adil PolatYazar: Prof. Dr. Adil Polat 618 kez okundu.Adaletsizlik hepimizi rahatsız ediyor. Hissettiğimiz adaletsizliğin, bir yere kadar, tüm vücudumuzu etkilediğini öngörebiliyoruz. Birbirimizi daha iyi anlamaya çalışmalı, içgörümüzü artırmalı ve adaletsizlik karşısında rahatsız olduğumuzun farkındalığıyla bir şeyler yapmalıyız. Adaletsizliğe tahammülümüz yok anatomik olarak. Artık sosyal hayatta da bu rahatsızlığı dile getirmek ve mümkünse kayıpların telafisine çalışmak öncelikle kendimize iyi gelecek. Aksi takdirde gözümüz kapayıp birbirimizin “kafasına sıkmaya” devam edeceğiz.
-
Tıp
Sodom ve Gomorra’nın Erdemli İnsanları
Yazar: Prof. Dr. Adil PolatYazar: Prof. Dr. Adil Polat 644 kez okundu.Wolfgang Amadeus Mozart; henüz 5 yaşında keman ve piyano konusunda yetkinleşmiş, 17 yaşında Salzburg sarayında müzisyen…
-
Ayın Konusu: İstişareTıp
Yuvarlak Masa Şövalyeleri ve Boğaç Han
Yazar: Prof. Dr. Adil PolatYazar: Prof. Dr. Adil Polat 793 kez okundu.Hiçbir istişare meclisi yoktur ki, bir fikir üretsin veya bir çözüm oluşsun. İstişare edebilmek dinleyebilmeyi, merak etmeyi, öğrenme arzusunu şart koşar. Rasyonel düşünceden, bilimsel bakış açısından ve keskin bir eleştiri sürecine ilginiz olması ön koşullarıdır. Katılımcıların aktif katılımı gereklidir. Sadece konuşurken değil, dinlerken de aktif olunmalıdır. Dinleyicilik, konuşmacıya ve dinleyicinin kendisine eleştirel bir bakış sağlamalıdır. Kurumsal bir hafıza için, kurum kültürü de mecliste temsil edilmeli, her çözümün her kurumda işlevsel olmayacağı akılda tutulmalıdır. Karar vermeden önce gerekli analizler yapılmalıdır.