Dünya’yı süsleyen tüm çiçeklerin …
Her birisi senden bir eser taşır …
Sözlerle anlatmam mümkün olmadı …
Ektim topraklara kayıp sevdamı …
Toprak seni tarif için uğraşır ….
Dada
Toprak çiçeklerin tohumunu üretir ve onları çiçeklere çevirir; beyin de bu tohumlardan açan çiçeklerin denklemlerini üretir. Bu nedenle her tohum beyinde üretilen cebirsel bir fonksiyon ve toprak ta bu fonksiyonların grafiklerini çizen erişilmez bir bilgindir. Burada beyinden kasıt; henüz sınırları keşfedilememiş evrensel dehanın karanlıklarında gizli bulunan yaratıcı ve evrimleştirici güçtür.
Toprak koynundaki ölüleri çürütürken, dirilere yeni hayatlar bahşeder. Toprağın koynunda sadece ölüler çürür. Beyinde denklemler halinde açan çiçeklerin grafiğini toprak çiçek olarak çizer. İlkbahar; sonbaharda esen rüzgarlarla uçuşan yaprakların hammaddelerini, yine sonbaharda toprağa düşen tohumları yeniden yeşertmek için kullanan ve yeni yazılım/donanımlarla muhafaza edilmesi gerekenleri aynen koruyarak değil; gerekli değişimlerden geçirerek yeniden hayata kavuşturan bir bilgeliye sahiptir. Sonbaharda toprağın koynuna giren yapraklar baharda çürüyerek yeni açacak yapraklara ve toprağın koynundan yeşeren tohumlara evrilerek hayatı muhafaza ederler. Toprak; kendine gelen kullanılmış maddeyi olduğu gibi değil, çiçeklere, güllere , ağaçlara …. dönüştürerek muhafaza eder. Atomlar bile birbirine evrilir toprağın koynunda … Ömer Hayyam görüşüyle değişimi şöyle tarif edebiliriz:
Şu vadide her kızıl lalenin teni
Bir padişahın kanıyla beslendi…
Yerden biten şu mor menekşe var ya!
Bir güzelin yanağındaki ben’di…
ÖH
Çiçek Açan Denklemler ve Denklem Çözen Topraklar
“Soyut” matematiğin içeriği maddi dünyadan türetilen bilgilerin beyindeki yansımasıdır. Yani maddi dünyadan gelen diyalektik bilginin beynin matematikle ilgilenen bölgelerinde tutulan analm ve kayıt dosyasıdır. Bu dosyada harfler değil sayılar ve semboller kullanılarak bir yazılım oluşturulur. Nasıl ki beynin daha eski parçaları olan konuşma merkezleri coğrafyadan coğrafyaya Türkçe, Almanca, İngilizce, Çince, Japonca,… gibi diller türetmişse; beynin daha yeni parçaları olan hesap merkezleri de matematik yazılımını üretmiştir.

Dada
İşte bu yazılımın adı matematiğin muhteşem dalları olan cebir, geometri, trigonometri, limit, türev, logaritma, integral… gibi disiplinlerdir. Matematiğin doğrularının doğuştan ya da vehimle gelen özel bir tür bilgi olduğu düşüncesi, bu yazılımların beyinsel kökenlerinin anlaşılması ile yok olmuştur. Matematik gerçek dünyanın nicel ilişkilerini inceleyen soyut bir yazılım proğramıdır. Matematiğin aksiyomları denen şeyler bize fizksel dünyada apaçık varlıklar olarak görünür, Çünkü bunlar gerçekliğe ilişkin uzun bir gözlem ve gerçeklik hakkındaki deneyim döneminin ürünüdürler.
Yaratılışın bu madde-dışı öğesini araştırmak imkânsız hale geldiğinde, çoğu kimse bu işi bıraktı. Yalnızca maddenin gerçek olduğunu düşünmeye başladılar. Ve böylelikle en derin düşüncelerimiz, kimya yasalarına göre işleyen beyin hücrelerinin ürünlerine indirgendi… Düşünceye eşlik eden elektriksel beyin sinyallerini inceleyebiliriz, ama Platon’u sinir pulslarına ya da Aristoteles’i alfa-dalgalarına indirgeyemeyiz… Fiziksel hareketlerin betimlemeleri asla bu hareketlerin anlamını açığa çıkarmayacaktır. Biyoloji ancak, nöronlar ve sinapsların kapalı dünyasını inceleyebilir (Blackmore &Page).

Her tohum cebirsel bir fonksiyondur. Toprak ise bu fonksiyonların grafiğini çizen erişilmez bir bilgindir. Ve bütün denklemler bir sıfırla başlar ve bir sıfırla sona erer. Sonsuzluk, sadece tekin sıfıra bölümüdür. Bu nedenle çiçeklerin ömür denklemlerinin kaderini de ‘sıfır’ tayin eder. Dünya’ya düşen Güneş, Ay ve Yıldızların ışınları Dünya’nın elektromanyetik alanına ve dolayısıyla çiçeklerin hayatına da aynı şekilde tesir eder. Değil ilkbahar ve sonbaharda, her saniye Dünya’ya düşen ışınların geometrileri değişir. Buna bağlı olarak ta çiçeklerin şekilleri, renkleri, kokuları hatta tatları değişir. Resim – 2’de; değişik çiçeklerin yaprak sayılarını katsayı, üs sayı ya da kök sayı olarak işleme alan trigonometrik denklemler ve grafikleriyle çiçeklerin şeklini veren resimlerden mündemiç bir görünüm izlenmektedir. Son karedeki resimde aslında tüm trigonometrik denklemleri ihtiva eden kabak çiçeği, kabağa dönüşürken tanjansiyel denklemler küresel koordinatlarda bükülür ve diferensiye olarak kabağı oluşturur. Diferansiyel ve integral hesap bilmeyenlerin bu sanatı anlaması ve bu mucizeyi görüp hayrete düşmesi mümkün değildir.
Trigonometrik Denklemlerden Aşk Şarkıları
Trigonometrik denklemler geometrik hale gelince
Bir ahenk yaşanır; toprakta, beyinde ….
Her sayı noktası bu grafikte bir temel taşı olur
Ve her trigonometrik denklem,
O gizemli çiçekler çevrilir.
Denklemini tohumunun can evinde tutarak ….
Toprağa gömülen tohumlar sinesini patlatır ….
Eker denklemleri toprağın şefkatli koynuna …
Toprağın çözdüğü denklemler çiçek, çiçek açılır …
Ve bir sonraki baharda yeniden açılsın diye ….;
Tohumların sinelerinde farklı farklı kat ve üst sayılarla…
Yeniden denklemleşirler ….
İrrasyonel ve karmaşık sayılar bulunur…
Rengarenk açan bu denklemlerin….
Toprağa yönelen köklerinde….
Göklere yükselen yapraklarında ….
Denklemlerin şekillendiği çiçeklerinde….
Mecnun’un Leyla’ya…Ferhat’ın Şirin’e,
Keremin Aslı’ya…
Ve benim sana
Kelebekler ve arılar misali…
Hitabım bulunur……
Dada
Sıfır Ve Sonsuz Üstüne
Bir sıfırım, toplama ve çıkarmada etkisiz….
Bir sıfırım, çarptığım ve böldüğüm tüm sayılar çaresiz…
Bir sıfırım, pay paydamda sonsuzluklar belirsiz…
Bir sıfırım pay paydamda kendim bile tanımsız
Bilmez kimse beni sayılar kadar
Bir sıfırım, tüm sayılar nazarında değersiz,
Bir sıfırım, sonsuzluğun idrakinde hiçliğimle emsalsiz…
Bir sıfırım, analitik uzaylarda artısız ve eksisiz…
Bir sıfırım, irrasyonel uzaylarda zamansız ve mekansız
Hepten hiçe, hiçten hepe benden başlar tüm yollar…
Dada
En kara sevdanın kızıl çiçekleri ….
Trigonometrinin dumanlı zirvelerinden….
Sinüsler, kosinüsler, tanjantlar, kotanjantlar şeklinde…
Angular girusun zirvelerine yağan yağmur, dolu ve karların….
Angular arterlerle çağlayan ırmakların suladığı
Bağlarda açan nazenin çiçekler midir…?
Dada
Denize varmak için durmadan koşar sular…
Döküldüğü her boğazda değişir tüm düşleri….
Asice akmak için dökülür tepelerden….
Yücelere gönderdiği buharla yükünü hafifletir…
Dolaştığı evrenin kırlarında kavrulan
Ateş böceklerine suyuyla hayat verir…
Karanlıkları yaran tüm ateş böcekleri….
Sonunda öğrenir ki
Denizlerin suları tepesine kar yağan
Güvendiği dağlara kışın kar yağmayınca….
Yazın çağlayan ırmakların yokluğunda tükenir….
Dada: Değerli Gönüldaşım M.T’ın Şiirine Nazire’dir
Bu yazıyı başta matematik, fizik öğretmenlerim olmak üzere tüm öğretmenlerime; bana beyni öğreten hocalarıma, ebeveynlerime, eşime ve çocuklarıma, arkadaşlarıma ve okurlara ithaf ediyorum.