Birkaç üniversitenin internette yayınlanmakta olan bilimsel araştırma ve yayın etiği yönergelerinin en çok dikkati çeken maddelerinden biri de zaman aşımı ile ilgili maddesidir. İki üniversitenin yönergesinde zaman aşımı ile ilgili maddenin kelimesi kelimesine aynı olması bu maddenin başka üniversitelerin yönergelerinde de olabileceğini ve yaygınlaşma olasılığının yüksek olduğunu düşündürmektedir. Yönergelerin zaman aşımı ile ilgili maddesinde “Bu yönergede yer alan etik ihlali niteliğindeki fiilleri işleyenler hakkında, incelemenin başlatıldığı tarihten itibaren ‘iki yıl içinde’ yaptırım uygulanmadığı takdirde, yaptırım uygulama yetkisi zaman aşımına uğrar.” denilmektedir. Bu madde yöneticilere bir çeşit affetme yetkisi vermekte, yönetici etik ihlal ile ilgili iki yıl içinde yaptırım uygulama kararı vermezse etik ihlal ile ilgili yaptırım uygulama yetkisi zaman aşımına uğramaktadır. Kötü niyetli bir rektörün bu maddeyi nasıl uygulayacağını tahmin etmek hiç zor değildir. Dikkatli bir biçimde incelendiğinde bu maddenin yöneticilere verdiği yetkinin ne etik kurallara ne mevzuata ne de adalete sığmadığı görülmektedir.
Bu yönergelere göre etik ihlali iddiası içeren başvurular ilk aşamada rektörlükçe inceleme yapılması için etik kurula iletilecektir. Etik kurul gerekli inceleme ve değerlendirmeleri yaptıktan sonra vardığı kararı rektörlüğe bildirecek ve etik ihlali saptanan kişilerle ilgili kurulca önerilen yaptırımlar konusunda ise son karar üniversite yönetim kurulunda verilecektir.
Yönergelerde etiğe aykırı davranışı kanıtlanan öğretim elemanları ve araştırmacılara fiilin ağırlığına göre çeşitli yaptırımlar uygulanması hükme bağlanmıştır. Bunlar arasında ‘proje iptali’, ‘proje başvurularını işleme almama’, ‘üniversite dergilerinde yayınlanmış makaleleri geri çekilmiş sayma’, ‘üniversite birimlerince herhangi bir destek verilmemesi’, ‘üniversite tarafından düzenlenen ya da desteklenen toplantılarda sunum yapamama’, ‘ilgili meslek kuruluşlarına, fon sağlayan ve/veya destek veren kişi ve kurumlara, ilgili kongre ve sempozyum düzenleme kurullarına, etiğe aykırı yayının yapıldığı dergi editörüne, vb. kişi ve kuruluşlara bilgi verme’, ‘lisansüstü düzeyde yeni bir danışmanlık görevi vermeme’ bulunmaktadır.
Etik ihlalleri inceleyecek bir kurulun varlığı, bu kurulun belirlenmiş kurallar içinde çalışması ve etik ihlali niteliğindeki fiilleri işleyenler hakkında bazı yaptırımlar uygulanması hiç kimsenin itiraz edemeyeceği konulardır. Fakat bu uygulamaların hiçbir zaman adalet duygusunu sarsmaması ve eşitlik içinde uygulanması gerekmektedir. Fakat yönergelerin zaman aşımı maddesi yönergenin çıkarılma amacını yok etmesi yanında ciddi sorunlar yaratabilecek niteliktedir. Yönergeler incelemeyi zamanında bitirmeyenlere ve yaptırımı uygulamayanlara bir yaptırım getireceğine zaman aşımı adı altında rektörlerin keyfi davranmasına fırsat vermektedir. Başlatılan incelemenin gerektiğinden çok daha uzun tutulması ve konunun üniversite yönetim kuruluna götürülmemesi rektörler için hiçbir zorluğu olmayan uygulamalardır. Yönergelerdeki zaman aşımı maddesi nedeniyle rektörün tutumuna göre aynı etik ihlali işleyen iki kişiden yandaş olanın hiçbir yaptırıma maruz kalmaması, karşıt olanın ise en kısa sürede en şiddetli yaptırıma maruz kalması söz konusu olacaktır.
Bir öğretim üyesi olarak yönergelerin zaman aşımı maddesi ile ilgili olarak en çok merak ettiğim konulardan biri de bu maddenin uygulamada ne tür sonuçlar yaratacağının düşünülerek ve bilerek yazılıp yazılmadığıdır. Her iki durumun da ne kadar üzücü olduğunu sanırım belirtmeye bile gerek bulunmamaktadır.
Biz de görünen köyü görmemezlikten mi gelsek ne?