Giriş
Makine Mühendisleri Odası Kayseri Şubesi’nin kitap okuma kulübü tarafından düzenlenen etkinlikte, “Mühendislik, Ekonomik ve Sosyal Sistemlerin Entropi Bakış Açısıyla Benzerliği (Analojisi)” başlıklı bir sunum gerçekleştirdim. Sunum, şubenin şehir merkezindeki mütevazı ama anlam yüklü bir salonunda yapıldı. Bu buluşma, yalnızca bir bilimsel sunumun ötesinde, yaşamın yapısına ve geleceğine dair sorularla örülmüş bir düşünce zemini sundu.
Sunumda termodinamiğin evrensel yasaları aktarıldıktan sonra, bu yasaların sosyal yapılar, ekonomik sistemler ve hatta bireysel yaşam üzerindeki izdüşümleri tartışıldı. Tartışma ilerledikçe, katılımcıların bakışları daha derine yöneldi: Madde, zaman, düzen ve kaos üzerine sorular yerini insanın varoluşsal anlam arayışına bıraktı.
Kitap Kulübü Bir Felsefe Alanı mı?
Etkinliği düzenleyen kitap kulübü üyelerinin, her ay bir kitabı okuyup değerlendirmeleri bana yalnızca bir alışkanlık değil, bir epistemik duruş olarak göründü. Onlar bilgiye saygı duyan, onu kolektif akılla tartışan kimselerdi. Spinoza’nın dediği gibi: “İnsan zihninin en yüksek etkinliği, şeylerin zorunlu düzeni içinde düşünmesidir.” Kulüp üyeleri de bilgiye bu zorunlu düzenin içinden bakmaya çalışan samimi insanlardı.
Yıllar önce, Tunceli’de bir grup ev hanımının kitap okuma günleri düzenlediğini duymuştum ve şaşırmıştım. Fakat şimdi düşünüyorum da: Platon’un “eğitimsiz bir ruh, karanlık bir mağarada zincire vurulmuş gibidir” sözü boşuna söylenmemiş. Zira her kitap okuma buluşması, mağaradan çıkışa atılmış küçük ama anlamlı bir adımdır.
Entropi Yasası ve Varlığın Akışı
Termodinamiğin ikinci yasası yani entropi yasası, çoğu zaman fiziksel bir ilke olarak görülür. Oysa dikkatli bir göz, bu ilkenin yalnızca maddenin değil, toplumların, medeniyetlerin ve bireysel yaşamlarımızın da yasası olduğunu görecektir.
Seminerde şu soru soruldu:
“Entropi artıyorsa, her şey kaosa gidiyorsa, yaşamın gayesi nedir?”
Bu soru, bana Albert Camus’un absürt felsefesini hatırlattı. Camus, evrenin anlamsızlığını kabul eder ama yine de yaşama dört elle sarılır: “Bir insanın kendi yazgısına evet demesi kadar büyük bir özgürlük yoktur.” Entropi artabilir, ama insan anlamı inşa eden bir varlıktır. Heidegger’in deyimiyle: “İnsan, varlığa sorumludur.” Bu sorumluluk, sadece fizik yasalarının belirlediği bir düzenin pasif gözlemcisi olmak değil, o düzen içinde anlam ve değer üretmektir.
Mühendislik: Mekanik Bir Dünya Görüşü mü?
Mühendislik çoğu zaman teknikle özdeşleştirilir. Ancak bu eksik bir yaklaşımdır. Mühendis yalnızca nesneleri değil, düzeni, sistemi ve geleceği de tasarlar. Bu noktada mühendis tabiri caizse aslında bir tür modern Prometheus’tur: Bilgiyi ateş gibi taşır, düzeni inşa eder ama aynı zamanda yükümlülük altındadır.
Her yasa, bir sınırdır. Entropi de sınırlılığın ifadesidir. Ancak sınırlar, Sartre’ın dediği gibi, özgürlüğün de zeminidir: “İnsan kendi sınırlarını aşabilendir.” Mühendislik de bu anlamda yalnızca sistem tasarımı değil, yeni olanaklar evreninin açılmıdır.
Bilim mi, Felsefe mi, İnanç mı?
Seminerde şu gerçeği tekrar dile getirdim: Termodinamik yasalar evreni yöneten güçlü yapılardır. Ancak insan, yalnızca fiziksel bir varlık değildir. Bilim açıklayıcıdır ama anlam üretmez. Anlam arayışı inancın, felsefenin ve sanatın alanıdır. Bu nedenle, her olguyu yalnızca bir disiplinin açıklaması olanaksızdır. Termodinamik bize sistemin nereye gittiğini söyler ama neden gittiğini söyleyemez. Kant’ın “salt aklın sınırları” dediği nokta işte burasıdır. Aklımızın ulaşamadığı yerde, etik, estetik ve inanç başlar.
Sonuç
Kayseri, geleneksel yapısı ve köklü geçmişiyle Anadolu’nun kadim şehirlerinden biridir. Ama artık geçmişten beslenerek geleceği inşa etmenin zamanı gelmiştir. Bu tür etkinlikler, sadece kültürel değil, varoluşsal bir derinlik de yaratmaktadır. Şehirlerin kültürle yoğrulması, insanları da daha derin ve anlamlı yaşamlara taşıyacaktır.
Bu etkinlik vesilesiyle, termodinamiğin sadece bir fizik yasası olmadığını, aynı zamanda bir varlık yasası olduğunu paylaşma fırsatı buldum. Ayrıca yaşamın entropiyle savaşmak değil; entropi içinde düzeni, değeri ve anlamı yeniden kurmak olduğu gerçeğini tıpkı Heidegger’in “insan, varoluşunu biçimlendiren bir tasarıdır” ifadesi bağlamında ortaya koymaya çalıştım.
Bu tasarının parçası olan, tüm katılımcılara teşekkür ederim.
2 yorum
Samimi, keyifli ve öğretici bir toplantı gerçekleştirdik sayenizde. Katılımınız ve hoş sohbetiniz için çok teşekkür ederiz.
Yaşamı entropi yasası bağlamında irdeleme ve anlam katarak mühendis bir akıl, aynı zamanda disipliniyle bizlere yeni bir pencere açan yazınız için teşekkürler..