Birinci Basamak Sağlık Kurumları gibi bir kurumda bile, belki en çok çözülmesi gereken meselelerde şikayetçi olmayıp ya da meseleleri bulunduğu yerde çözme yoluna gitmeyip, istediği istirahat raporu, ilaç adı vb küçük konularda bile şikayet ederek, hem de devletin üst kurumlarına kadar bu “şikayet”i (!) taşıyarak, kavga eden çocuklar gibi sürekli ağlayan bir psikolojiye girmiş çoğu gerçek bir hastalığı olmayan Aile Sağlığı Merkezine kayıtlı kişiler ile karşı karşıyayız.
Yıllardır hiç bir gerçek hastanın hiç bir hekimi, hemşireyi asla şikayet etmediğini aslına onlardan yardım alabilmek için çaba harcayarak şifa bulma yoluna gittiklerini gözlemlemekteyiz.
Şikâyet edenlerin genelde:
- İstirahat Rapor almak için hekimi zorlamak,
- Özelde yazılan ilaçlarını SGK aracılığı ile almak,
- Bazı ilaçların daha yüksek tablet miktarlarını yazdırarak SGK kesinti ödememek isteyenler,
- Google arama motorlarından buldukları ilaçları yazmaları için hekimlere baskı yapmak
- Sağlık İhtiyacı olmadığı halde kişiler aşırı derece bağımlılık geliştirdikleri : Antibiyotik, Anti – Inflamatuar, Proton pompa inhibitörleri (PPI) yazdırmak için uğraşanlar olduğu tespit edilmektedir. (SÖZ KONUSU BU İLAÇ GRUPLARINDA İSE gerekli olmadıkça yazılmaması konusunda ise aşağıda yer alan ibare vardır. ) 30.10.2024 tarihli ve 32707 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 01.11.2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. 01. Kasım 2024 Değişen yönetmeliğe göre akılcı ilaç kullanımı projesi kapsamında, il ortalamasının altında ilaç yazan aile hekimleri teşvik ödemesinden yararlanabilecek. Ortalamanın üzerindeki hekimler ise teşvik ödemesi alamayacak.Akılcı ilaç kullanımı kapsamında özellikle antibiyotikler, anti-enflamatuarlar ve mide koruyucular gibi ilaç gruplarının bilinçsiz tüketimini önleyerek hem toplum sağlığını korumak hem de ilaç direncinin oluşmasını engellemek hedefleniyor
Başvuranlar hekime ;
“Bana hangi ilacın iyi geldiğini sen nereden bileceksin, ALTI ÜSTÜ HEKİM OLMUŞSUN AMA BENİ BİLEMEZSİN”
“Ay çok merak ettim bana ne ilaç yazdınız her ilaç iyi gelmiyor ama bana, sen hekimlik yapma benim dediklerimi yaz, bu benim hakkım”
“Ben sana beni tedavi et demiyorum bu ilaçları yaz da çok da konuşma ” diye eşini yanında getirip hekimi tehdit edenler olduğu da gözlemlenmektedir.
BU ARADA konuşmalar hep ikinci tekil şahıs olarak hekime emir verir tarzdadır.
Yıllar içinde hekime hemşireye susamış toplum yerine onları tehdit eden, şikayet eden, beğenmeyen, sen git diyen , boşuna maaş alıyorlar diye yaftalayan bir sürecin gelişmesi çok üzücüdür.
Böylelikle mahallesinde sağlık sisteminin, kendisine sağlıklı olmak için sunmakta olduğu fırsatlarını da göremeyen bireyler üstelik kendisini devlet hastanesine randevu bularak konsültasyon için sevk ve takip eden hekimini bile “neden hastaneye gönderiyor” şikayet etmektedirler. SÖZÜN BİTTİĞİ YER BURASIDIR.