Herkese tekrar merhaba. Bugün yine kelimelerin ve dil kavramının izini biraz sürmek; o izler üstünde belki sizlerin de yeni izler bırakabileceğiniz umuduyla yazmak istedim.
Yıllar önce, asistanlık eğitimim sırasında bir psiko-drama grubuna katılmıştım. Grubumuzdaki ısınma oyunlarından birinde, bizden konuşmamamız ve yalnızca beden dilimiz—jest ve mimiklerimiz—aracılığıyla iletişim kurmamız istenmişti. O gün aklıma takılan şey, ilk insanların—henüz dili ve dolayısıyla konuşma ile yazıyı icat etmemiş atalarımızın—kelimeleri nasıl türetmiş olabileceğiydi.
Bugün ise sayısız dil gelişmiş durumda. Bu nedenle paylaşacaklarımın evrensel bir iddia taşımadığının farkındayım. Öta yandan bunların yalnızca spekülasyondan ibaret olduğunu da sanmıyorum. Belki ileride bu konuyu daha geniş biçimde ele alma fırsatım olur, kim bilir.
Şimdilik amacım, dilimizdeki üç harf üzerinden küçük bir deneme sunmak. Hepsi bu.
F HARFİ ÜSTÜNE ..
F harfi beklentinin harfidir ! İsteğin, isteğin yerine getirilmesi için gereken uzam ve zamanın simgesidir. Mesa-f-e ‘ nin harfidir. Far kelimesi bu bağlamda geceleri yolu aydınlatıp mesafeyi ölçmeye yarayan kısa/ uzun far olarak dilimize girmiştir. Yabancıların ‘far away‘ inde de mesafe vardır. Kadınların gözlerine sürdükleri farlar, f-ark edilmeyi sağlayarak yine bir mesafe kısaltımı sağlarlar. Keza gerek fal gerekse faiz gibi kelimelerde beklentiyi / mesafenin zamansal izdüşümünü görebiliyoruz. Yine ; Füze ve Feza kelimelerinde de bu vardır. Af kelimesinde de keza bu tür bir beklentinin dile getirilişi vardır .
F harfinin dudağımızdan çıkışına odaklandığımızda ne görürüz ? Affet kelimesinde olduğu gibi iki f harfinin peşi sıra neden ve nasıl geliyor olduklarına dair bir sorgulama – birinin bir kelimeyi noktalaması (af kelimesi içinde) diğerinin ise anlamsız görünse de yeni bir kelimenin (-fet hecesi ) başlangını oluşturuyor olduklarına dair- bize belki de kelimelerin evrimsel oluşumları ve seçiliş biçimleri hususunda bir yol gösterebilir.. Bu durum şimdilik askıda kalsa sanırım iyi olacak. Son olarak; f harfinin etkisini sanırım en iyi ‘fazla’ kelimesi içinde görürüz. Az kelimesi başına f harfini aldığında fazla kelimesi üstünden zıtlık, bolluk ve daha da önemlisi mesafe yaratır.
T HARFİ ÜZERİNE
T harfi; örneğin“Tüh” kelimesi üstünden değerlendirecek olursak kaçanı, kaçırılanı, kaçırdığımızı temsil ediyor. Tam zamanı; zamanı geldiğini daha da vurgulamak için “-t” ekini alıyor. Sonra değil, şimdi. (Time)
Harfin ağzımızdan çıkışını yavaşlatır ve eğer bir ayna karşısında kendimize bakabilirsek; dilimizin üst dişlerimizin arkasına dayandığını ve harfi çıkardığında (T, -e) kendisini tıpkı bir tetiği (**) çekercesine üst dişlerimizin arkasındaki yerinden ayrıldığını görürüz. (Başka hangi harflerin çıkışında dilimiz ağız içinde aynı konumu alıyor yazayım, çünkü benzerlikleri kurup bulduklarım var; “d, l, n” harfleri aynı konumu alıyorlar)
Anlatımımı kuvvetlendirmek adına; bir meslek/uğraş alanı/süreç düşünelim, haydi acele et; “Şu an tam zamanı,” diyecek olsun: Avcılık/Savaş
Neyse uzatmayayım; tabanca, tetik, tüfek, top (savaş), tehdit gibi kelimelerin ilk harflerinin “T” olmasını bir rastlantı olarak görmüyorum. Keza herhangi bir hedefi kaçırdığımızda “Tüh,” dememizi de.
Şüphesiz av/savaş benzeri alanlarda “T” harfi ile başlamayan birçok nesne/kavram mevcut ve yine şüphesiz bahsettiklerim bizim dilimizde (Türkçe) bu şekilde mevcut. Dolayısıyla başka dillere genelleyemeyiz gibi duruyor. İşte tam burada az önce bahsettiğim diğer harfler devreye giriyor (d, l, n harfleri) Belki bir başka vakit onları da yazmaya gayret ederim.
Y HARFİ ÜSTÜNE..
Nasıl geldi zihnime, sanırım önce oradan başlamalıyım. Bir kayıp veya şaşkınlık sonrası çoğu zaman, sanki zamanı da geri almak istermişçesine, “tüh yaaa”, “hadi yaaa” deriz!
Peki, neden uzatırız a harfini? Esasında asıl soru bu değil; dolayısıyla cevap da. Biz orada aslında bence a harfini değil, y harfini uzatıyoruz—uzatmak istiyoruz—; a harfi bizim sansürümüz! “Yaaa” derken sanki gerçekleşen olayı hafifletmek, zamanı yavaşlatmak, belki de geri alıp o olay hiç yaşanmamış olsun istiyoruz. T harfi üzerinden bahsettiğim zamansal ( Örnek: Tomorrow vb) bir ilişkinin Y harfinde de olduğunu görüyoruz !
O halde y harfinin zaman ile bir ilişkisi olmalı! (İngilizce: year, yet, yesterday; Türkçe: yarın, yaz, yas, yaş, yelkovan, yatsı gibi kelimeleri bu bağlamda bir rastlantıdan öte görüyorum.)
Peki, y harfi dışında zaman bildiren diğer harf ve kelimeleri yok mu sayıyorum? Hayır; onları da inceliyorum. Ama bir saniye, kapıda ses var… Bakıp geleyim!
“Y-umurta kapıya dayanmış”; yazımın bitme zamanı geldi.
Görüşmek üzere.