Bu ne bencillik! Antonio Turiel PetroCalipsis (PetroKıyamet) adlı eserinde “tehlikede olan gezegen değil, kendimiz. Dünya’yı değil, kendimizi kurtarmak istiyoruz.” diyor. Bu ne bencilce yaklaşım. Sizi bilmem ama bana göre yanlış bir düşünce. Kitabı okuyunca yazar gibi de düşünebilirsiniz.

Neden mi bahsediyorum: İş Bankası yayınlarından çıkan Antonio Turiel tarafından İspanyolca yazılmış, Saliha Nilüfer tarafından Türkçeye çevrilmiş Petro-Kıyamet adlı kitabı yeni bitirdim. Kitabın ana fikri şu: Mevcut ekonomik sistem büyümeye bağımlıdır. Bu büyüme ise ucuz ve erişilebilir enerjiye, özellikle de petrole dayanmaktadır. Ancak 2018’de petrol üretimi zirveye ulaşmış, kömür ve doğal gaz gibi diğer fosil kaynakların da birkaç on yıl içinde bu sınırlara ulaşacağı öngörülmektedir. Rezervler her ne kadar bol olsa da üretim hızı ve kârlılık fiziksel sınırlamalara bağlıdır. Diğer yandan, yenilenebilir enerji kaynakları da sanıldığı kadar sürdürülebilir bir alternatif sunamamaktadır. Ucuz enerji çağının artık sona ermekte ve toplumlar köklü bir dönüşüme ihtiyaç duymaktadır.

Okumanızı tavsiye ederim. Esasında kitapta, bugünkü dünya medeniyetinin sürdürülebilir olması için fosil kaynaklı ve yenilenebilir enerjiye ihtiyaç duyduğundan dem vurulmaktadır. Fosil yakıtlar yandığında gezegenin atmosferi için zararlı hale gelmektedir. Küresel olarak iklimin ısınmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle kötüdür.

Yenilenebilir enerji kaynakları da bugünkü mevcut teknoloji ile fosil yakıtlar kadar verimli değildir. Kurulum masrafları oldukça pahalıdır. İnşa edilebilmeleri ve bakımları için yine fosil yakıtlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynakları fosil kaynaklı yakıt kullanımını azaltmamaktadır. Aksine ona olan bağımlılığı daha da artırmaktadır. Dolayısıyla, insanlığın bugünkü sorunlarına yeterince cevap verememektedir.

Dahası da var: Petrolden vazgeçmek gerektiğini dile getiriyor, Antonio Turiel. Tüm çevreci aktivistler ve gezegeni kurtarmak isteyen bilim insanları ve siyasetçiler gibi. Ancak, petrolden vazgeçememe nedenimizi dahi bilmediğimiz sonucuna ulaşıyoruz bu kitap ile. Nihayetinde, sınırlı petrol kaynakları nedeniyle artık kullanmaya devam edemeyeceğiz. Böyle bir sona doğru gittiğimiz gerçeği ile baş başa bırakılıyoruz.

Doğal gaz, kömür ve biyo yakıtlar da sorunumuzu çözemeyecek. Çünkü doğal gazın taşınmasında sorunlar var. Politik kararların alınmasında silah gibi kullanılma olasılığı her zaman mümkün. Kaynak ülkeleri de artık yeterli üretim sağlayamıyor. Benzer şekilde kömürde de sona yaklaşıyoruz. Kömür daha çok elektrik üretiminde kullanılmakta ve hızlı sınıra yaklaşıyoruz.

Nükleer tehlikeli. Rüzgar türbinleri göçmen kuşların rotaları üzerinde. Güneş panelleri gezegenimizi daha da ısıtıyor. Tasarruf yapmak için aldığımız tedbirler de daha fazla enerji tüketmemize yol açıyor. Nihayetinde herkesin elektrikli arabaları da olamayacak.

Yukarıda sayılan olumsuz örnekler Antonio Turiel’e ait. Ancak benim kitapta takıldığım nokta şu: “İnsanların gezegendeki tüm yaşamı yok edebilmesi çok zor. Bu yüzden bir bakıma, tehlikede olan Dünya değil, yaşam alanımız. Yani, Dünya’nın insan yaşamını sürdürme kapasitesi tehlikede. Sonuç olarak, tehlikede olan gezegen (Dünya) değil, bizleriz (insanlık). Dünya’yı değil, kendimizi kurtarmak istiyoruz.

Benim yukarıdaki paragraftan anladığım şunlar:

  1. İnsanlık istese de gezegendeki tüm yaşamı yok edemeyecek.
  2. Dünya tehlikede değil. İnsanlık tehlikede.
  3. Dünyayı kurtarmayı bırakalım. İnsanlığı kurtarmaya bakalım.

Eğer yazar ironi yapmıyorsa, bana göre yaman bir çelişki içinde. Yada kafası karışmış. Yada bencillik yapıyor. Kastettiği insanlık da herhalde AB ve ABD vatandaşlarıdır. Çünkü, tüm insanlık düşünülseydi gelişmiş ülkeler atıklarını az gelişmiş ülkelere göndermezlerdi. Afrika en az atık üreten kıta olmasına rağmen AB’nin atık çöplüğü haline geldi. Özellikle teknolojik atıkların içerisindeki  altın, bakır, kurşun gibi değerli metallerin ilkel yöntemlerle geri dönüştürülmesi sırasında sağlığa zararlı çok sayıda zehirli gazı bugün Afrika insanları soluyor.

Hani insanlığı kurtarıyorduk. Peki, dünyadaki sayısız savaşların çıkmasında, terör örgütlerinin açık açık desteklenmesini nasıl açıklayacağız. Filistinli sivillerin öldürülmesinin sebeplerinden birisinin Gazze açıklarındaki doğal gaz rezervi olduğunu siz de biliyorsunuz.

Meksikadaki milyonlarca Aztekli, Maya ve İnkaların öldürülmesini de unutmadım. Ayrıca yazacağım.

Sonuç olarak,

Antonio Turiel boş ver gezegeni, AB ve ABD insanlığını kurtaralım yeter diyor. Yoksa gezegenin kendisinden uzak toprakları yok olmuş, havası ve suları kirlenmiş, kimin umurunda.

Yıllardır AB ve ABD’nin yaptığı gibi.

Kaynakça

https://www.solidaridadobrera.org/ateneo_nacho/libros/Antonio%20Turiel%20-%20Petrocalipsis.pdf

Bu websitesi kullanıcı deneyimini iyileştirmek için arkaplan datalarını anonim olarak tutmaktadır. Kabul etmek için yandaki butona tıklayabilirsiniz. Kabul Et KVKK Aydınlatma Metni