Gece birçok haber kanalı izledim, zaten hepsi birbirine benziyor. Masalarda oturan bir sürü insan konuşuyor. Yönetici ve akil, bilgili kişilerin sosyal medya paylaşımlarını gördüm. Çok mutlu bir sabaha uyandım. İnsansız hava araçlarımız havada, yolcu ve savaş uçaklarımız göklerde, uçak gemimiz ve denizaltılarımız denizde, hızlı trenler dağları deliyor geçiyor hızla. Sokağa çıktım lüks araçlar ve “kuş serisi” araçlar yarışırcasına hızla geçiyor. Gökyüzüne baktım: uzun uzun binalar.
Bağcılar Kabataş tramvayına binmek için durağa yaklaştım: 3 çocuk, erkek, 8-10 yaşlarında trafik ışığında araçların önüne geçip para istiyorlar. Her an birine araç çarpabilir. İlgili makama bildirmek için AKILLI! Telefonumu çıkarıp fotoğraf çektim. Birkaç saniye sonra yanıma gelip etrafımı sardılar: DAYI sil o resmi dediler. Ben hayır deyince minik ADAMLARDAN biri TELEVİZYONDAN ÖĞRENMİŞ galiba bir çakı çıkardı cebinden: SAPLARIM DAYI dedi. MİNİK EŞKİYALARIN BİRİSİ “oğlum dayı yaşlı saygılı ol” deyip delikanlılık da yaptı. SİLDİM RESMİ, çöp kutusundan bile sildim. Onlarca makama yazdım vatandaş olarak ve de bir çocuk hekimi olarak: YEREL ve İL BELEDİYE, KAYMAKAMLIK, VALİLİK, İLGİLİ BAKANLIK ve CİMER. CİMER ilgili bakanlığa bilgi verildi cevabını gönderdi. Belediyeler hiç sorumluluk kabul etmedi.
Sonra ne mi oldu? Kavşak etrafı hala çöp içinde, pet şişeler, poşetler, sigara izmaritleri… NE YEREL BELEDİYE NE DE BÜYÜKŞEHİR “orayı kimin temizleyeceğine” karar veremedi hala. Çocuklar birkaç gün kayboldu ancak yanlarına 4-5 yaşlarında bir kız çocuğu daha almışlar hala oradalar. 4-5 çocuk hala su satıyor, sürücülerden para istiyor. Gece geç saatlere kadar oradalar.18-20 yaşlarında bir adam onlara satmaları için su getiriyor ve uzaktan sigara içip keyifle olsa gerek kontrol ediyor.
ANASAYA DER Kİ:
I. Ailenin korunması ve çocuk hakları
Madde 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.
SORU 1: bu çocuklar bahar ayında sabah saatinde nerede olmalıydı?
CEVAP: ANAYASA OKULDA olmalılar diyor.
SORU 2: Bu çocuklar suçlu mu?
CEVAP: HAYIR. “suça sürüklenen çocuk”
SORU 3: Türkiye de kaç çocuk “suça sürükleniyor?
CEVAP: Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2024 yılında, 2023 yılına göre %9,8 oranında artarak 612 bin 651 oldu. Bu olaylarda çocukların 279 bin 620’si mağdur olarak 202 bin 785’i suça sürüklenme sebebiyle (kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla), 96 bin 438’i bilgisine başvurma amacıyla, 18 bin 561’i kayıp (hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) olması sebebiyle, 8 bin 729’u kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin 518’i ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi. Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olayların 202 bin 785’i suça sürüklenme nedeni ile gerçekleşti. Bu çocukların %40,4’üne yaralama, %16,6’sına hırsızlık, %8,2’sine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %4,6’sına tehdit, %4,2’sine genel tehlike yaratan suçlar, %26,0’ına ise bu nedenlerin dışında kalan diğer suçlar isnat edildi. (https://data.tuik.gov.tr/)
SORU 4: Türkiye’de kaç çocuk çalışırken ölüyor?
CEVAP: TÜİK verilerine göre, 2024’de çalıştırılan çocuk sayısı 869 bin oldu. Bu sayı 2021’de 520 bin, 2022’de 619 bin, 2023’te 853 bin olarak kaydedildi. Yine İSİG Meclisinin 2025 şubat ayında yayımladığı çocuk işçi raporuna göre, 2013-2024 yıllar arasında en az 742 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirdi. 2024 yılında ise 71 çocuk çalıştırılırken yaşamını yitirdi.
En son 31 temmuz 2025 de Mersin’in Anamur ilçesinde bir dönerci dükkânında çalışan 12 yaşındaki Eyüp Can G.’yi iddiaya göre aynı iş yerinde ustabaşı olarak çalışan 24 yaşındaki N.U. öldürdü.
9 ağustos 2025 de Mersin’de, tamirhanede çalışan 16 yaşındaki çocuk işçi Emir Kılınç, alt kısmında işlem yaptığı TIR’ın sürücüsü UF’ın (23) aracı çalıştırması üzerine, altında kalarak hayatını kaybetti.
SORU 5: Türkiye ‘de her yıl kaç çocuk kayıp oluyor
CEVAP: Vallahi kimse tam bilmiyor. Türkiye’de hakkında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan ve güvenlik birimleri ya da vatandaşlar tarafından bulunarak güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı 2008 ve 2016 yılları arasında 104 bin 531’dir. 2016 dan sonrasını büyüklerimiz ve Rabbim biliyor.
SORU 6: Halk ne düşünüyor?
CEVAP: HALK DÜŞÜNME ZAHMETİNE GİRMİYOR. Halen halkım dizi izliyor: Çukur, Üç kuruş, Eşkıya dünyaya Hükümdar olmaz, Suskunlar, Poyraz karayel, Ezel, İçerde dizilerinde ki gibi yakışıklı oğlan ve güzel kız kavuşacak, boğaz manzaralı bir yerde evlenecek, kötüler ölecek, iyiler yüzlerce kurşun yese de yaşayacak diye umuyor.
SORU 7: Halk tarafında görünen manzara nedir?
CEVAP: Bu şarkı da halkım için gelsin. CEM KARACA söylüyor: İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları