Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadro, Osmanlı kültürü ile yetişmiş, vatanın, milletin, devletin ne demek olduğunu savaş meydanlarında(sahada) yaşayarak öğrenen vatanseverlerden oluşuyordu. Bu yüzden birinci cihan savaşıyla kaybedilen toprakların, Osmanlı kültür geleneğinin ve vatan, millet, bayrak anlayışının devamını sağlayacak ANADOLU ÇEKİRDEĞİ’ni hazırlamanın felsefesini, sosyolojisini yeniden, planlamak, programlamak, takip ve denetlemek, başkumandanlık kanalı ile koordine etmek birinci hedefti. Bu yüzden, yıkılan imparatorluğun yerine ‘’toplumsal sözleşme’’ niteliği taşıyan yerel kongrelerle Kuvayi Milliye ruhunu harekete geçirip, emperyalist güçlerin (günümüzde olduğu gibi) paravan örgütler veya paravan devletler(vesayet savaşları) kullanarak işgal hareketine geçtikleri vatan topraklarını,‘’ hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır’’ diyerek denize döktüğümüz tarihsel halk devriminin kutlanmasının adı 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIDIR.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş bir kopuş hareketi değil, tarihsel akış ikliminde halklarının büyük çoğunluğu Müslüman olan milletimizin, özgün üretimi olan ‘’yeniden inşa, imar, islah ve ihya’’ harekedidir.
Bu hareketin öncülüğünü yapan Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı döneminin padişahi Vahdettin’in
Yaverliğini yapmış, Samsun’a hareketinden önce,
İşgal altındaki İstanbul’da silahların gölgesinde,
Esir alınmış bir hükümet ve padişahın iradesinde, 30 nisan 1919 da onaylanan üçlü kararnameyle
Harekete geçebilme yetkisi kazanmış bir müfettiş.
Üstüne üstlük hareketten önce padişah Vahdettin tarafından ‘’sen ülkeyi kurtarabilirsin’’ gibi çok güçlü bir yargı cümlesini Mustafa Kemal için kullanması, tarihsel değeri olan ve Osmanlı’nın devamını sağlayacak bir irade beyanı olması açısından da ıskalanmaması gereken durumdur.
Daha da önemlisi, son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin Misakı Milli sınırlarının belirlenmesi ve Kuvayi Milliye’nin Anadolu’da harekete geçirilmesi hazırlıklarının da tamamlamış olması, günümüzde anlaşılması gereken ‘’Osmanlı Aklının’’ geliştirdiği strateji ve siyasi ferasetin değerinin anlaşılması açısından önemlidir.
İşgal altındaki bir yönetimin iki önemli aktörü Vahdettin ve Mustafa Kemal, tarihsel şartlar, işgal altındaki Payitaht, emperyalistlerin istihbaratına karşı Osmanlı istihbaratının hassasiyeti ve Atatürk ün sahadaki pratik strateji ve manevra yeteneği, Vahdettin’in Osmanlı aklı ve fedakarlığı Türkiye Cumhuriyetinin doğmasına paradigma oluşturmuştur.
Bu yazı bayramı kutlamanın yanında, gelişme ve değişme niteliği taşıyan Müslüman Türk Milletinin
Bin yılı aşkın bütünselliğini ve ağırlıklı olarak kabul ettiği İslam’ın evrenselliğini içselleştirerek mücadelemize devam etmemizin stratejik önemine vurgu yapmak için yazılmıştır.
Her zaman bayramları kutlamaya hazırlanalım ve hazır olalım
Tarihin akışı Türk Milleti’nin istikbale akışı ile birlikte akıyor.
Bu akış sürecinin her aşaması bir bayram gerektirebilir.
Yolumuz aydınlık olsun.
1 yorum
Kıymetli hocam, sizin yakın tarih yorumunuz çok naif ve ütopik geldi bana, zira gerek Mustafa Kemal gerekse onun izini takip ettiğini belirten Kemalistler (Atatürkçüler) olan biteni sizin gibi okumuyorlar, okumadılar bugüne kadar, Nutuk da bunun delilidir, 19 Mayıs etrafında bile bir ton efsane, bir tarih kurgu üretilmiştir, bu kesimin anlatısına göre Vahdettin vatanı İngilizlere satmış bir haindir ve bir İngiliz gemisine binerek kaçmıştır, zaten Musta Kemal de Nutuk’u 19 Mayıs ile başlatır, kendisi ve onun tasvibi ve onayından geçmeyen hiçbir şeyin ve hiçbir kimsenin bir değeri ve önemi de yoktur, ne yazık ki yakın tarihimiz birinci ve ikinci adama göre dizayn edilmiştir, resmi tarih olarak okullarda okutulmuş ve halen de okutulmaya devam etmektedir, resmi tarih ise galiplerin tarihi olduğundan gerçeğin bir yüzünü, kısmını temsil eder, tümünü ıskalar, örter, gizler, lütfen biraz da “öteki” tarihi, “resmi olmayan” tarihi okuyalım, sizin yazınızı okurken kendimi gülümsemekten alıkoyamadım, ha bu arada bu ülkede bayramdan bol ne var ki, (keşke sadece 29 Ekim olsa diğerleri olmasa idi), lütfen bir bayram (ulusal gün) daha eklemeyelim, 27 Mayısçılar 12 Eylülcüler kaldırana kadar bu ülkede bir askeri darbe olan 27 Mayıs’ı Anayasa ve Hürriyet Bayramı diye kutlatmadılar mı? Lütfen